4 Mayıs 2008 Pazar

E-Ticaret Uygulamaları İçin Önemli Stratejiler

Bir E-Ticaret Uygulamasını yaparken dikkat etmeniz gereken bir çok kriter bulunuyor. Bu makalemde size bunların en önemlilerinden bahsetmek istiyorum:

1. Doğru konumlandırma

• Kullanıcılar tarafından kolay bulunabilmelidir. • Ürünler mümkün olduğu kadar görsel sunulmalıdır. • Sitenin trafiği, kullanıcıların performansını etkilememelidir.

2. Etkileşimli, eğlenceli ve kolay anlaşılır tasarım

• Siteye bağlanan kullanıcılara çeşitli promosyonlar sunulmalı, kullanıcıların sitede fazla zaman harcaması sağlanmalı, tekrar gelmesi için çeşitli yöntemler, eğlenceler tasarlanmalı ve uygulanmalıdır. • Ana sayfada kullanıcıların ilgisini çekeceği düşünülen bilgilere de yer verilmelidir. • Ürün bilgilerinin ayrıntıları, ana sayfalar yerine yalnızca gerçekten isteyen kullanıcıların erişecekleri alt sayfalarda konumlandırılmalıdır. • Kullanıcılara, online alışveriş ortamında geleneksel yöntemlere oranla daha uygun olanaklar ve ödeme koşulları sunulmalıdır.

3. Ürün ve hizmetlerin tümü için bir bilgi kaynağı olması

• Bilgiler mümkün olduğu kadar ücretsiz sunulmalıdır • Satılan ürünlerinde desteği de online olarak verilecek şekilde tasarlanmalıdır. • Çok sık karşılaşılan sorular ve yanıtları sitede yer almalıdır. • Site, ürün ve hizmetlerle ilgili bir kütüphane haline getirilmelidir.

4. Tüketicilerin güvenini kazanmak

• Fiziksel adresler mutlaka kolay görülen bir yerde konumlandırılmalıdır. • Tüketicilere ürün/hizmetlerden tatmin garantisi verilmelidir. • Sipariş ve ürün kriterleri tam olarak açıklanmalıdır. • Kullanıcıların sorunlarını online olarak iletebilecekleri ve kısa sürede yanıt alabilecekleri bir sistem oluşturulmalıdır. • Tüketicilerin sipariş formlarından vazgeçme seçeneği bulunmalıdır.

5. Gerekli dikkati ve özveriyi göstermek

• Kullanıcılarla online iletişime geçildiği anda artık onların elindesinizdir. Hizmetler ve ürünler internet aracılığı ile sunulmaktadır ve kullancıların parmaklarının ucundadır. • Kullanıcılardan gelen mesajların sürekli takibini sağlayacak bir sistem oluşturmalı ve bu tür çalışmaların sürekliliği sağlanmalıdır. • Siteye farklı bilgisayarlardan bağlanıp, sık sık performans kontrolü yapılmalıdır. • Rakiplerin sitelerine bağlanarak neler yaptıkları izlenmelidir. Onların sitelerinden alışveriş yapın ve kendi çalışmalarınızla karşılaştırın. Her zaman rakiplerden öğrenecek şeyler vardır.

6. Dünyaya duyurmak

• Site, işetmenin kendi çalışmaları dışında da kullanılabilir kılınmalıdır. Örneğin, günlük hava raporları, çok sık ziyeret edilen sitelerin linkleri de siteye eklenmeli ve kullanıcılara siteye bağlanmaları için farklı nedenler sunulmalıdır. (Linklerin eklenmesi konusunda yasal kısıtlar söz konusudur. Bunlara dikkat edin.) • Sitede yer alan her bilgi ve çalışmanın yasal olmasını özen gösterilmeli, özellikle telif hakları konusuna özen gösterilmelidir. • Kullanıcıların siteye aşina olmasını sağlayacak yöntemler geliştirilmelidir. • İnternete ayrılan bütçeden, internet üzerinde reklam için bir miktar mutlaka ayrılmalıdır.

7. Kullanıcılarla ilişki kurmak

• Siteye bağlanan kullanıcılarla iletişime geçmek için onlardan izin istenmelidir. • Onay aldığınız kullanıcılar diğerlerinden ayrı bir kategoride değerlendirilmeli ve özel hizmetlerden yararlanmaları sağlanmalıdır. Bu, onların kendilerini farklı hissetmelerini sağlayacak yöntemlerden biridir. • Kullanıcıların, iletişime geçmelerini sağlayacak nedenler oluşturulmalıdır. • Onayı alınmayan bir kullanıcı ile kesinlekle iletişime geçilmemelidir. • Sürekli olarak internette yenilikler takip edilmeli, bunlar mevcut siteye uygulanmalıdır. • Kullanıcıların siteye olan ilgisini sürekli kılacak nedenler oluşturulmalıdır.

Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:

Bir web sitesi oluştururken, işletmeye gelen tüketiciler göz önünde bulundurulmalıdır; web kullanıcıları değil. Hedeflenen kullanıcı kitlesi, işletmeyi ziyaret etmektedir; yalnızca web sayfasını değil. Web sitesi oluşturmak, dergi-gazetelere reklam vermek, billboard-broşür hazırlamak, fuarlara katılmak, tanıtım disketleri ve CD-ROM'ları oluşturmak gibi pazarlama ve tanıtım çalışmalarının tümünü içerir. İnternet aracılığı ile dünyaya açılan ana kapı olan web sayfaları ve e-ticaret sistemi tasarlanırken göz önünde bulundurulması gereken çeşitli bileşenler söz konusudur.

• Performans: Öncelikle, sitenin perfomansı, hem ev kullanıcıları hem de işyerleri açısından tatmin edici olmalıdır. Bunun için, hizmet sunulan sistemlerin ve bağlantıların hızı kadar, sitenin oluşturulmasında kullanılan yazılımların da büyük önemi bulunmaktadır. • Harita: kullanıcıların, sitede yer alan bilgilerin tümünün yerlerini gösteren bir haritaya kolayca erişebilmeleri sağlanmalıdır. • Arama: Kullanıcıların, sunulan bilgilere ve hizmetlere kolayca erişebilmeleri için mutlaka bir arama özelleği eklenmeldir. • Fiziksel adres: Kullanıcıların, istedikleri an iletişime geçmede geleneksel yöntemlerden yararlanmalarına olanak tanınmalıdır. İşletmenin adres ve telefonu kolayca ulaşabilecekleri yerde bulundurulmalıdır. Örneğin ana sayfada. • Görsellik: Sunulan bilgilerde görselliğe özen gösterilmelidir. Bu görsellik oluşturulurken, kullanıcıların alışkın oldukları araçlardan yararlanılmadır. Etkisinden emin olmadığınız hiçbir görsel bilgi siteye konulmamalıdır. Bu, kullanıcıların performansını düşürmekten ve sitenizin kullanımını yavaşlatmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Ayrıca, • Kullanıcıların ya da personelin gerketiğinde eski bilgilere, örneğin eski sipariş bilgilerine ulaşab,lmesine olanak tanıyacak bir sistem oluşturulmalıdır. • Yedekleme ve sorun giderme çalışmalarının mümkün olduğu kadar otomatik olarak gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. • Kullanım hatalarından kaynaklanan sorunlar bir arada bulundurulmalı ve sık yapılan hatalara karşı önlemler geşiltirilmelidir. • Kullanımda karşılaşılan sorunlar belirlenmelidir. • Bilgi bütünlüğü sağlayacak çalışmalara özen gösterilmelidir; verilerin aktarılmasında ya da formatında ortaya çıkabilecek hatalar, aranan bilgilerin sistemde bulunmamasından kaynaklanan aksaklıklar, aynı bilginin farklı yerlerde konumlandırılması gibi.

Bu noktalara dikkat etmeniz, Türkiye gibi E-Ticaret'in henüz emekleme aşamasında olduğu bir ülkede projenizdeki kalite ve etiğin hissedilmesi, daha çok talep görmesi ve kurumsal başarıyı yakalamanız açısından oldukça önemlidir.

Bir E-Ticaret projesi için oldukça önemli olan bu teknik konumlandırmaların yanısıra bir de markalama ve pazarlama başlığı var. Bu hayati öneme sahip konuyu ise bir başka makalemizde ele alcağız.

Kaynaklar:

Jakob Nielsen - "Homepage Usability"

E-Ticaret Uygulamaları İçin Markalaşma Stratejileri

Bir önceki makalemizde bir E-Ticaret Uygulamasını yaparken dikkat etmeniz gereken genelde teknik ağırlıklı bir çok önemli kriterden bahsetmiş ve markalamanın önemine değinerek, bunun bir başka makalemizin konusu olduğunu söylemiştim. Bu makalemizde E-Ticaret uygulamalarının en az teknik kısımları kadar önemli olduğunu düşündüğüm markalama ve pazarlama stratejilerinden bahsetmek istiyorum.

Marka Tanımı

Öncelikle "Marka" tanımını yapalım. İnsanların bir çoğu markayı, müşterilerin bir ürün, hizmet, ticari ünvan veya imajla ilgili bir fikir ürünü olarak tanımlar. Bunun yanında markayı diğer popüler birkaç ifadeyle değerlendirirsek: tahmin edilen sonuçlar ve kullanım sağlayacak güvenilen ve inanılan bir ürün veya hizmet, ideali veya istenen tatmin düzeyini temsil eden değer, müşterilerin kalbinde ve zihninde oluşturduğu bir yaşam biçimi, eknomik bir varlık vs. Bütün bunlar marka adı verilen çok yönlü fakat tek bir kavramı anlatır.

Ancak bu geleneksel yaklaşımlar bizim için en önemli hususu göz ardı eder: Alıcı-Satıcı ilişkisi. Bu iki aktör; koşulları, görüş açıları, beklenti ve ihtiyaçları farklı olsa da bu yönlerden direk marka ile ilintilidir. Bir E-Ticaret projesi oluştururken marka tanımımızı bu konu üzerine odaklamalıyız. Geleneksel yaklaşımlar Internet ortamında artık tarihe karışmıştır. "Benim müşterim benden sadece kitap ister. Benimle ya da şirketimle ilgilenmez." diyemezsiniz. Artık siz ve pazarladığınız şeyler müşterinin bir tık önündesiniz. Marka bağımlılığı, müşteriyi elde tutma, kolay, hızlı ve güvenli alışveriş gibi kavramlar sizin önceliğinizdir.

Markayı Oluşturan Değerler

Bir markayı birbirine ayrılmaz şekilde bağlı dört öğe ile tanımlarız: Tatmin, İlişki, Beraberlik ve Hikaye. Bir marka, müşterinin bir ürün ya da hizmeti satın alma ve kullanım sürecinden beklediği ana tatmin, bu ürün veya hizmetin pazarlama faaliyetlerinde etkileşimde bulunarak oluşturduğu beraberlik, bu beraberliğin sonucu olarak doğan bir alıcı-satıcı ilişkisi ve tüm bunların tıpkı insan yaşamı gibi doğma, büyüme ve gelişme gibi olaylar bütünü sonucu ortaya çıkan bir hikayedir.

E-Markaların Anatomisi

Yeni bir marka oluşturmak veya varolan bir markamıza bir dot.com eklemek istiyorsak ilk makalemizde bahsi geçen doğru konumlanma kuralı hala geçerlidir. Bunun anlamı, müşterilerin tek bir kelime (markanız), tek bir fikir (tatmin) ve tek bir etkileşimle (deneyim) ortak olacağıdır. Çok sayıda web sayfası bulunmasına rağmen bunların çoğu ile etkileşim sözkonusu değildir. Bugün başarı öykülerini okuduğunuz öncü sitelerin mevcut ortam içinde müşterilere en çok hizmet sağlayacak etkileşim ve seçicilik arasındaki dengeyi deneme ve yanılmayla bulmalarını hatırlarsanız şanslı olduğunuzu anlarsınız. Yaşanan deneyimler bizi dijital bir marka oluştururken dikkat edilmesi gereken 3 önemli hususa götürüyor: Elektronik Hizmet / Servisler, Arayüz / Interface ve Tüketici Tatmini. Şimdi bunları biraz açalım.

1. Elekronik Hizmetler / Servisler:

Bir elektronik hizmet; müşteri için sezgisel, açıklama gerektirmeyen özel bir tatmin sunulmasıdır diyebiliriz. Öyle ki, her bir elektronik hizmet bir sorunu çözerken ya da ortadan kaldırırken veya yarar sahibini o sorunu çözmek için yeni bir kabiliyetle güçlendirirken hiçbir açıklama gerektirmemelidir. Bu hizmetler B2B (işletmelere yönelik) ve B2C (tüketicilere yönelik) tipi projelerde farklılık gösterir. E-Posta, takvim, hatırlatıcı, rehberler, yardım ve eğitim kolaylıkları, arama, konfigürasyon ve diğer motorlar, açık artırma, eğitim grupları benlardan yalnızca bir kaçıdır.

2. Arayüz / Interface:

Arayüz, dijital marka oluşturmada tüm öğelerden çok daha önemlidir. Çünkü tüketicinin zihninde markayı oluşturan tatminler arayüzdeki kaynakların etkileşiminden oluşur. Arayüz tasarımını en ince detayı ile bir uzman(lar) ele alarak hizmet etmek istediğiniz pazar, müşteri veya yarar sahiplerinin bireysel iş akışlarını ve kullanma modellerini yansıtması gerekir. Bu düzeyde bir ifade ve uyuma ulaşmak için; kullanıcı arayüz teorisinde derin bilgisi olan bir interaktif danışmanlığa, çok medyalı bir geliştirmeye, zekice yapılmış bir araştırmaya ve web etkileşimlerini tanımlayan teknik parametrelere ihtiyaç vardır. Macromedia'nın MX vizyonunu lansmanından itibaren hiç durmadan her platformda "Rich Internet Applications" kavramına vurgu yapmasının boşuna değildir.

3. Tüketici Tatmini:

Müşteri ve kullanıcıların özenle araştırılması, belirli bir yarar sahibinin istediği tatmin sürecinin marka platformunda ne tür etkileşimler sonucu ortaya çıktığını gösterecektir. Bu tatminlerin üretilmesi ile, tüketici ve üretici arasında bir güven ortamı yaratılır ve sürdürülür. E-Ticaret ortamına baktığımızda, tüketicilerin genelde aynı nitelikleri aramakla beraber, uygulamalar sonucunda beklentilerinin uygun, basit ve güvenli etkileşimlere kaydığını görüyoruz.

Yol Haritası

Yola çıkmadan önce kendinize yukarıda saydıklarımız ile ilgili birkaç soru sormalısınız. Oluşturduğum Platform tüketicilerin gerçekten ihtiyaç duyduğu ve istediği hizmetleri sunmakta mıdır? Bu elektronik hizmetler tüketiciyi keyif ve tutkuyla kendine bağlamakta mıdır? Tüketiciler bu hizmetleri haftanın yedi günü ve yirmidört saat kullanabilmekte midirler? Sağladığım her elektronik hizmet kullanımı için açık, basit ve zorlayıcı bir eğitim gerektiriyor mu? Tüketicilerin duymak istediklerini anlatıyor mu? Tüketicilere sanki onlar için hazırlanmış gibi geliyor mu? Bu hizmetler rakiplerin karşılayamadıklarını karşılayabiliyor mu? Müşteriler sizin interaktif bir ilişki istemnizin gerçek nedenlerini doğru olarak sezebiliyor mu? Açık bir gizlilik politikanız var mı? İzne tabi elektronik hizmetlerle onlara yardımcı olmak için tüketicileri davet ediyor musunuz? Bu ilişkinin karşılıklı nasıl yarar sağlayacağını öüşterilere ikna edici bir tarzda açıkladınız mı?

Bu sorulara duraksamadan net ve olumlu cevaplar verebiliyorsanız, doğru yoldasınız demektir. Kısacası müşterinize ilgili, basit ve güvenilir bir etkileşim sunduğunuzdan emin olmalısınız. Yol Haritanızı tamamen bu öğeler üzerine kurup, ilerleyin.

Sonuç:

Bir bilgisayar ekranı karşısına oturup, sessiz bir web sayfasından diğerine geçmek, arkadaşlar ve aile bireyleri ile beraber bir arada olmak ile kıyaslandığında pek soğuk kalacaktır. Çünkü sıcaklık yoktur. sıcaklık olmayınca güven de olmaz. İnsanlar daha şüpheci ve paylaşmaya daha az istekli olur, bir markanın kalbinde yatan güven ilişkisi asla oluşmaz. Bizler web deneyiminin izole edici ve insanlıkdan uzaklaştırıcı yönlerini yok etmek için dijital teknolojiyi kullanarak ilgili, basit ve güvenli etkileşimleri hazırlamalı ve projelerimizin gelişimlerini bu eksene göre belirlemeliyiz. Bu kriterler dikkat alınarak hazırlanmış bir proje müşterileri sayfada tutar, onlarla ilişki kurar (görüyorum, istiyorum), tutkulu etkileşimler doğurur(satın alıyorum, hoşlanıyorum), marka ilişkilerini kişiselleştirir (sana yardım edeyim, bana yardım et), işbirliği ve destek sağlar (seni arkadaşlarımla tanıştırayım).

Internet'te Marka Oluşturmak - 1: Seçiminizi Yapın

Daha önceki yazılarımızda bir e-ticaret uygulaması için önemli stratejileri anlatmış, projenizin markalama çalışmaları ile ilgili püf noktaları anlatmaya çalışmıştık. Şimdi bir adım daha ileri gidip, Internet'te kendi markamızı oluşturmaya çalışacağız. Bu uzun ve sabır gerektiren yolda ne gibi bir durumla karşı karşıya olduğumuza bakalım önce. Yola çıkmadan önce bir takım sorulara rahatlıkla cevap veriyor olmamız gerekiyor.

İşinizi Internet'e taşımak istiyorsanız önce bazı konularda kesin karar vemeniz gerekiyor. Bu noktada soracağınız en temel soru şu: "Internet benim için neyi ifade ediyor?". Internet bir iletişim aracı, bilgi kaynağı, eğlence ortamı veya tüketicilere ulaşmak için bir araç mıdır? Evet Internet bunların hepsidir ama sizi için Internet bu değildir. Önce bu noktada anlaşalım: Sizin için Internet; bir "iş ortamıdır".

Markanızın adını bir web sitesine koymak, onu bir Internet markası haline getirmez. Eğer bir Internet markası oluşturmak istiyorsanız Internet'i iş ortamı olarak görmek ve araç değil, fırsat olarak değerlendirmelisiniz. Internet, temiz bir zemine sahip olan ve tüketicilerin zihninde yeni kategoriler oluşturabilenler için sonsuz fırsatların bulunduğu bütünüyle yeni bir iş ortamıdır. Gerçek dünyadaki iş ortamıyla Internet'teki iş ortamı tamamen farklıdır ve buna hazırlıklı olmanız gerekir. Bu nedenle Internet'te iş yapmak istiyorsanız gerçek dünyadaki markanızı bir kenara bırakın. Sizi hala ikna edemediysem aşağıdaki listeye bir bakın:

*

Internet'in en başarılı enformasyon sitesini yapanlar CNN, NBC, New York Times, Time veya Newsweek değil, Yahoo!'dur.
*

Internet'teki en başarılı kitap evini yapanlar Barnes & Noble, Waldenbooks veya O'reilly değil, Amazon'dur.
*

Internet'teki en başarılı açık arttırma sitesini yapanlar Sotheby's veya bildiğiniz müzayede şirketleri değil, eBay'dir.
*

En başarılı Internet hizmet sağlayıcısı AT&T, Cisco veya Microsoft değil America Online'dır.

Bu hatanın tam tersine düşüp de Internet'in klasik ticari usüllerin yerine geçeceğine inanan hayalperestlerden de olabilirsiniz. Bu kadar gözünüzde büyütmeye gerek yok. Hiçbir yeni medya bunu başaramadı. Televizyon, Radyo'nun, Radyo dergilerin, dergilerde gazetelerin yerine geçemediği gibi Internet'te klasik ticari usüllerin yerine geçmeyecek. Dolayısyla Internet'i ne gözünüzde fazla büyütün ne de azımsayın. Bunlar yapacağınız en büyük hata olur. Onu sadece pazarlama faaliyetlerinizi gerçekleştirmenin bir yolu olarak düşünün. Markanızı bir gerçek dünya markası olduğu kadar bir Internet markası haline de getirmeye çalıştığınız zaman onu parçalamış olursunuz. Herkes için herşey anlamına gelecek bir marka olmaz. Buna rağmen bir çok "Internet Uzmanı" size bunu tavsiye eder. Çalıştığım şirkettekiler dahil :)

Pek çok marka sahibi bu yanlış stratejiyi izler. Mevcut markalarını Internet'e taşır ve mucizenin gerçekleşmesini beklerler. İşte bu nedenle Levi.com, Ford.com, Barbie.com, GM.com, Dockers.com, Daimlerchrysler.com gibi siteler oluşmuştur. Internet dışındaki marka aşinalığı, Internet'e bir ilgi gösterilmesini teşvik eder mi? Size istediğiniz cevabı verebilmek isterdim ama ne yazık ki bu sorunun cevabı "Hayır". Dikkat ederseniz Internet dışı ortamdaki en popüler markaların Internet'te neredeyse hiçbir anlamı yoktur.

Eğer kararınızı verdiyseniz ve Internet sizin için bir iş ortamı olacaksa, sıfırdan başlamanız gerekecektir. Bütünüyle yepyeni bir çalışma tarzı geliştirmeniz ve (hepsinden önemlisi) bütünüyle yepyeni bir isim oluşturmanız gerekecektir. İsminizi hem gerçek mağazınıza hem de web sitenize koymanız ciddi bir hatadır. Yok eğer sizin için Internet bir medya ve iletişim ortamı olacaksa o zaman mevcut marka adınızı kullanabilirsiniz. Bu durumda Internet, mevcut medyayı tamamlayan veya yerine geçen bir unsur olacaktır. Müşterilerin tarihi geçmiş katalog veya broşürleri karıştırmasını beklemektense güncel bilgileri interaktif ve hiyerarşik bir yapıda sunabileceğiniz iyi tasarlanmış bir web sitesi size daha yararlı olacaktır.

Eğer kararınızı verdiyseniz artık başlayabilirsiniz. Oluşturacağımız Internet markamız için ilk ve en önemli adımımız: Markanıza isim vermek olacak. Bu hayati öneme sahip konuyu ise bir sonraki bölümde ele alacağız.

Kaynaklar:

» Sergio Zyman, Scott Miller - Building Brandwith

» Al Ries, Laura Ries - The 11 Immutable Laws of Internet Branding

Internet'te Marka Oluşturmak - 2: Markanıza İsim Vermek

Internet'te Marka Oluşturmak adlı serimizin ikinci bölümünde herkesin uzunca zamandır merakla beklediği konuya değineceğiz: markamıza isim vermeye. Birinci bölümde, hatırlayacağınız gibi sizden bir seçim yapmanızı istemiştim. Alışılagelmişin dışında birtakım tavisyelerde bulunmam bazılarınızı şaşırttı. Eğer hala okumadıysanız, bu bölümden önce lütfen ilk bölümü okuyun ve seçiminizi yapın. Eğer sizin için internet bir "medya ve iletişim ortamı" ise bu bölümü es geçebilirsiniz. Internetin kendileri için "iş ortamı" olduğunu düşünenler ise bu bölümü iyi okumalılar.

Bu bölümde markamıza isim seçerken söyleyeceklerim şu ana kadar aklınızda oluşan fikirlere ters düşebilir. Ancak ne yazık ki bugün Internet projelerine seçilen isimlerle ilgili bir çok yanlış klişe ve akıllarda yerleşmiş yanlış kalıplar var. Öncelikle bunları aşmamız gerekiyor.

Markamızı oluştururken almamız gereken en önemli karar ona hangi adı vereceğimizdir. Klasik pazarlama ortamında yani gerçek hayatta isim oldukça önemliydi. Internet ortamında ise isim artık kritik bir konu olmuştur. Bunun birçok nedeni var. Burada bunları uzun uzadıya anlatmak niyetinde değilim. Zira konumuz farklı. Sadece şunu hatırlatayım: klasik pazarlama ortamında görsel unsurlar markayı tanımlayan etkenlerdi (ambalaj, logo, mağazalar, şubeler ve diğer tamamlayıcı unsurlar). Internet ortamında ise bunlar yok. Bir web sitesine bağlanmak için sadece kelime(ler)den oluşan bir adres yazıyorsunuz.

İsim bu kadar önemli olmasına rağmen bir çok internet markasının -hem de oldukça büyük sermayeli kuruluşlar- isimlerinin berbat olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Pek mantıklı gelmedi mi? Pekala öyleyse birkaç büyük Internet markası adı sayayım: Advertising.com, Buy.com, Desktop.com, Flower.com, Gifts.com, Mail.com, Office.com, Postcard.com, Sales.com, Women.com. Tanıdık geldiler mi? Hayır mı? Oysa ki hepsi çok güzel domain adları değil mi? Boşta olsa kesinlikle kaçırmayacağınız adlar... Keşke size katılabilseydim. Ama ne yazık ki az önce de test ettiğimiz gibi, arkasında milyonlarca dolarlık yatırım olduğu halde hepsi de kötü markalar. Peki ortak noktaları nedir sizce? Durun ben tahmin edeyim: hepside cins veya jenerik isimler.

Cins veya jenerik isim, canlı veya cansız varlıkların herhangi bir grubuna işaret eden isimlerdir. Örneğin mobilya bir cins isimdir. Pekala Mobilya.com güzel bir marka adıdır diyebilir miyiz? İşte standart yanlış kalıplar ve benim itirazım burada başlıyor. Genel kanının aksine jenerik isimler bir marka -özellikle de Internet markası için- hiç de iyi değildir. Bu çocuğunuza "insan" diye isim koymaya benzer. Tıpkı insanlar gibi markalarda isimleri ile anılır. BMW marka araba kullanan biri "Araba kullanıyorum" demez, "BMW kullanıyorum" der. Hal böyleyken neden markanıza cins isim veresiniz ki?

Pekala yukarıda saydığım örnekler, cins isimlerin ne kadar başarısız olduğunu göstermesine rağmen, neden hala bu konuda bir ısrar var? Mantıklı açıklamasını yapınca sizde bana katılmanıza rağmen hala niye yukarıdaki listeye dönüp baktığınızda iştahınız kabarıyor? "Ama bu Internet ortamı... Tabii ki farklı." diyenlere soruyorum: Konu marka adları olunca da gerçekten farklı mıdır?

Internet'in ilk yıllarında bir çok firmanın cins isimle bu ortama giriş yapması, sonrasında da hep aynı alışkanlığı devam ettirmeye çalışan büyük bir kitle oluşturdu. Zira ilk zamanlar internetin kendisi bir dükkan gibiydi. Ne bulmak isterseniz adres satırına onu yazıyordunuz. Ne de olsa sitenin neyle ilgili olduğunu iletmenin en kolay yolu isminin cins isim olmasıydı. Ne yazık ki bu ancak iki hafta kadar sürdü. Hala o ilk iki haftadaki avantajları kullanmak istiyorsanız yanılıyorsunuz. İnanmak zor geliyor biliyorum ama buyrun beraberce bakalım aşağıdaki tabloya:

*

Arama motoru lideri search.com'mu Google'mı?
*

Lider açık arttırma sitesinin adı Auction.com'mu eBay'mı?
*

Lider kitap satış sitesinin adı Books.com'mu Amazon'mu?

Liste uzar gider. Hatta Türkiye için de benzer örnekler erebiliriz. Hal böyleyken hala yanlışta ısrar etmenin bir anlamı yoktur. "Pekala neden?" sorusunun birçok cevabı var ama özünde hep yukarıdaki nedene dayanıyor: Interneti hala ik günlerdeki gibi bakkal dükkanı sanmaya... Henüz Internet bir kaç yıldır kullanımda olduğundan dolayı şirketler bu eski günlerin düşünce yapısını terketmekte zorlanıyorlar. Birçoğuna göre hala cins isim kullanmak en uygun yaklaşım. Yeniler de sürü psikolojisi ile aynı yoldan gitmeye çalışıyorlar. Gerçeği kabul edelim: çoğu şirketin cins isim kullanması, sizin için de en uygun stratejinin bu olduğu anlamına gelmez. Yukarıda üç kategoride örnek verdim ama bunları çok sayıda örneklle çoğaltabiliriz.

Cins isim vermekle alacağınız en büyük yük; müşterilerin aklında kalabilmek için sürekli bolca harcama yapmak olacaktır. Tabii ki birçoğu da boşa gidecek. Pekiyi bu isimlerden hiçbiri başarılı olmaz mı? Elbette olur. Kolsuzların yaşadığı bir ülkede tek kollunun kral olması gibi... Her yer cins isim kaynıyor diye kimse Internet kullanmaktan vazgeçmez. Ancak "marka" olamazsınız. Marka kelimesinin özünde insanların zihninde yer edinmek yatar. Ve insanların zihninde cins isimler sadece bir kategoriyi temsil eder, tek başına bir siteyi değil.

Böyle bir ada sahip olduğunuzda karşınıza çıkacak başka bir sorunda sizin gibi düşünen rakipler olacaktır. Internette eBook.com gibi harika(!) adı olan bir kitapçımız olduğunu düşünelim. Rakiplerinizin piyasaya fırlayıp benzer isimler üzerinde çalışmalarına bir bakın: e-book.com, ibook.com, ibooks.com, ebooks.com, book.com, books.com, bookstore.com, ebookstore.com, ibookstore.com.... Bu liste uzar gider. Doğal olarak size benzeyen tüm isimleri tescil etmeniz veya bu rakiplerle uğraşmanız gerekecek.

Son olarak size soruyorum: Son yüzyıl içinde bana başarılı bir cins isim markası söyleyin. Aklınıza çok marka gelmedi değil mi? Başarılı olmak için marka adınızı insanların zihninde konumlandırmalı ve olumlu bir nitelikle bağdaştırmalısınız. Bunun içinde cins veya jenerik değil özel isimler seçmelisiniz. Bir cins isim seçmeniz ne yazık ki bu iki temel noktada başarısız olmanızı sağlayacaktır. Nedeni çok basit: Birincisi muhtemel müşteriniz site adıyla kategori adı arasında bir ayrım yapamayacak, ikincisi ise isimle spesifik bir nedeni bağdaştıramayacaksınız, çünkü kullandığınız isim bir genel isimdir.

Konu uzadı, diğer önemli detaylara yer kalmadı. Ama çok önemli bir şey öğrendik: asla cins isim kullanmayacağız, özel isimler seçeceğiz. Özel isimlerin nasıl belirleneceğine de bir sonraki makalemizde bakalım...

3 Mayıs 2008 Cumartesi

İnteraktif Dünyanın Psikolojisi

Marketing Türkiye ve MMI'ın 28 Kasım'da gerçekleştirdiği İnteraktif Pazarlama Zirvesi'nin en ilgi çekici konuşmacılarından biri de psikiyatrist ve yazar Cem Mumcu’ydu. Art Grup Stratejiden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Senbir ile keyifli bir sohbet gerçekleştiren Cem Mumcu, interaktif dünyadaki nick’lerin anlamından, sanal kimliklerin barındırdığı özelliklere, internette sosyal ağlara giren insanların motivasyonlarından interaktif dünyanın süper egodan kaçış için nasıl kullanıldığına kadar pek çok konuda önemli bilgiler verdi ve yaşanan bazı yozlaşmışlıklar ve yanlışlar nedeniyle pazarlamacıları suçladı.

DOWNLOAD

İnteraktif Pazarlama Zirvesi


Günseli Özen Ocakoğlu- Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni ve MMI Başkanı

İnteraktif Pazarlama Zirvesi 2007 Marketing Türkiye ve MMI tarafından Medyanet’in ana sponsorluğunda bu yıl ikinci kez düzenlendi.
“Ne sihirdir ne keramet interaktifte marifet” ana temalı zirvenin açılış konuşmasında Günseli Özen Ocakoğlu, interaktif pazarlamanın durumunu yorumladı.

Download

2 Mayıs 2008 Cuma

In Marketing You Must Know Your Target

Identifying your marketing targets enables you to find opportunities and tap into them. It gives you the information needed to focus on the buyers that are interested in what you have to offer. This can save you both time and money in an ever-changing society.

There are three prime areas that you must identify when it comes to developing your marketing strategy. They include:

* Target Market
* Purchasing Target
* Communications Target

It's not enough to be familiar with these terms, you must understand how these components work together.

Your target market is who you aim your marketing efforts to. This is the group that you want to sell your products or services to. They have an interest in what it is that you have to offer. Your target market can be broken down into segments that can include demographics, psychographics, income levels, and age levels.

The Power of a Brand Name

Being married to She Who Must Be Obeyed, who is of the Chinese persuasion, I have a good understanding of the entrepreneurial bent of the Chinese. So this morning's story in the LA Times about condoms seemed to hit the mark---no pun intended. It appears that an enterprising condom maker in Beijing is naming his two new products "Clinton" and "Lewinsky":

"We chose the name because we think Clinton is a symbol of success and a man of responsibility. And Lewinsky is a woman who dares to love and dares to hate," said Liu Wenhua, the company's general manager. "We haven't told Clinton about this yet, but maybe you could help us find him," Liu added. "We'd like to tell him how respected he is in China, so we can boost his confidence and help his career." Somehow the rationale seems tongue in cheek, but at least this company has gotten world press on their "new" product. And it may be more appropriate than the names the company had originally thought about: "First Night....18 Years Old....I Miss You."

Ah, the power of a brand name!

Listening and Communicating with Customers; Customer Loyalty Works Both Ways

Yesterday, I received an email from a friend and fellow marketer indicating that I needed to do another post on Apple. He was right.

When Steve Jobs made his latest announcement on Wednesday, September 5, that Apple lowering the price of the 8GB iPhone by $200 less than two months after its release and eliminating the 4GB model, it made a fair amount of iPhone owners feeling disappointment. As Apple's early adopters tend to be passionate, fiercely loyal, vocal brand advocates that most brands can only dream of (just do a search to get an idea how many blogs, websites, forums and publications are put out by Apple customers, it's impressive), Apple CEO Jobs knows this and respects his customers loyalty (and I am certain, wants to avoid losing it).

On Thursday, in an ingenious move, just one day after the announcement to drop the 8GB price $200, Jobs issued an open letter to iPhone owners offering them a $100 credit at Apple stores for being early adopters. Of course, this open letter sends a powerful message to the world about Apple's loyalty to its customers. I strongly recommend you read Jobs letter, because, I believe, this man knows how to talk and connect with customers. He claims to have read "every one of these emails" from customers upset about the $200 price drop. Jobs acknowledges customer disappointment with Apple, shows humility and respect for customers and what seems to be a genuine desire to do right by customers and makes good with a financial reward for loyal customers, putting his money where his mouth is (of course, smartly, the $100 can only be used at the Apple store).

Every marketer and CEO should be taking notes. This is a great example of how you talk to customers in the age of the informed consumer. Jobs' puts a very human face on the brand and rewards loyalty, which is very likely to make brand advocates more passionate about their choice. It's also resulted in an enormous amount of positive media coverage, blog and message board posting, emails and old fashioned word of mouth (not just word of mouse, but good old fashioned actual one-on-one, in-person and telephone communications) for Apple and iPhone.

Kudos Mr. Jobs. All of this is is so smart, part of me wonders if it wasn't a pre-planned publicity stunt. Whatever the case, Apple has gotten a great deal of good press and word of mouth off of this, and even more, it's gotten the appreciation of its loyal fans.

Marketing You!

The First Step to Landing Your Dream Job
In the past two weeks I've been reviewing numerous resumes for an open position in the company that I work for. I've found this review process long and boring. Very few of the resumes have grabbed my attention. This does not mean that the applicants are not qualified. They have just not taken to the time to create their resumes to grab a potential employer's attention. Are you making that same mistake?

If you are in the job market it is important to realize that your resume is your personal marketing tool. Unfortunately very few job seekers treat it as such. Do not fall into the trap of grabbing a resume book and copying your information into a familiar format or just pasting your information into a commonly used Microsoft template.

Take some time and single out the unique qualities and experiences that will make you stand out of the crowd.

1 Mayıs 2008 Perşembe

Fiyatlandırma

Günümüz tüketicisi her zaman daha iyi bir alışveriş yapmayı, daha iyi hizmeti daha düşük fiyata almayı ister. Her ne kadar alışveriş yaptıkları yerin dışında başka bir işletmeyi aramıyor görünseler bile ara sırada olsa karşılarına çıkan fırsatları faydayı en büyükleme ilkesi doğrultusunda kaçırmayı da pek istemezler. İşletmeler ise müşteri bağlılığı ve sadakati yaratabilmek için son yıllarda gelişen CRM teknik ve uygulamaları doğrultusunda müşterilerini kulüp üyesi yapma, müşteri veya mağaza kartları dağıtma yoluyla bazı önceliklerden ve avantajlardan yararlandırma, yüksek kaliteli ürün ek hizmet ve artı değer sunma, müşterileri belirli aralıklarla hatırlama, iletişimde sürekliliği sağlama, şikayetleri memnuniyete dönüştürme gibi fiyat dışı araçlara sıkça başvurmaktadırlar. Fiyat dışı araçların büyük rağbet görmesi ve işletmelerce o denli yaygın kullanılmasına karşılık etkinlik açısından değerlendirildiğinde pazarlamanın temel enstrümanı olan fiyatın önemini ve önceliğini hala koruduğunu söyleyebiliriz. Buradan yola çıkarak çalışmamızda uygulamada çok sık rastlanılan ancak kuramsal olarak üzerinde pek durulmayan müşteri bağlılığı yaratmada fiyatın neden ve ne ölçüde önemli olduğu, hangi Fiyatlandırma yöntemlerinin geçerli olduğunu ve bunda başarılı olabilmek için nelere dikkat edilmesinin gerekliliği tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Müşteri bağlılığı, fiyat politikası, ilişkisel fiyatlandırma The importance of price policy in supplying customer retention and evaluation of applied pricing instruments ABSTRACT The most frequently cited direct instruments to improve customer retention- such as Value-added services, complaint management and customer clubs or cards- often neglect the importence of pricing options. In This Paper describes various pricing instruments which can be employed to increase customer retention. These include quantity-related pricing, time-based and loyalty-related pricing, group pricing, multi personel pricing, contracts and guarentees. The tools and recommendations for their use are illustrated with practical examples. The implementation of the described instruments requires appropriate systems to gather and process information and monitor the effectiveness of to introduced measures. These aspects are discussed at the end. Key Words : Customer retention, price politics, relationship pricing 1. Konuya Giriş ve Müşteri bağlılığı yaratma aracı olarak Fiyat Hedeflenen bir tek müşteri için bile yoğun rekabetin yaşandığı ekonomilerde tüketiciler kendilerini işletmelerin egemenliğine girmemek ve bağlanmamak için, işletmeler ise farklı biçim ve çekici uygulamalarla onları işletmelerinde devamlı müşteri olarak tutabilmek, bağımlı hale getirebilmek için yoğun çaba harcarlar(Bergmann, 1998). Günümüz tüketicisi her zaman daha iyi bir alışveriş yapmayı, daha iyi hizmeti daha düşük fiyata almayı ister. Her ne kadar alışveriş yaptıkları yerin dışında başka bir işletmeyi aramıyor görünseler bile ara sırada olsa karşılarına çıkan fırsatları faydayı en büyükleme ilkesi doğrultusunda kaçırmayı da pek istemezler. İşletmelerde müşteri bağlılığı ve sadakati yaratabilmek için son yıllarda gelişen CRM teknikleriyle örneğin müşterilerini kulüp üyesi yapma, müşteri veya mağaza kartları dağıtarak bazı öncelik ve avantajlardan yararlandırma, yüksek kaliteli ürün ek hizmet ve artı değer sunma, müşterileri belirli aralıklarla hatırlama, iletişimde sürekliliği kurma, şikayetleri memnuniyete dönüştürme gibi fiyat dışı araçlara sıkça başvurmaktadırlar(Pickel, 2000). Fiyat dışı araçların büyük rağbet görmesi ve işletmelerce o denli yaygın kullanılmasına karşılık etkinlik açısından değerlendirildiğinde pazarlamanın temel enstrümanı fiyatın önemini ve önceliğini hala koruduğunu söyleyebiliriz. Zira şirketlerin karlılığı fiyata son derece duyarlıdır ve fiyatta sadece var olan piyasalarda oluşmaktadır. Müşteri bağlılığı yaratmada fiyatın üstlendiği rolü daha iyi ortaya koyabilmek için öncelikle fiyat politikası ile hedeflenen amaçları belirtmek oldukça yararlı ve gereklidir. Fiyat politikası hedeflerini; işletme açısından,ticari açıdan ve müşteriler açısından olmak üzere üç grupta toplayabiliriz (Bruhn, 2004, s. 166). a) İşletme açısından : Sürüm ve Pazar paylarında artış, kar ve karlılıkta iyileşme, kara katkı paylarında ve yatırım geri dönüşü oranında (ROI) artış. b) Ticari açıdan : Mevcut ticari kanallarda büyüme, Pazar beklentilerinin karşılanması, dağıtım düzeyinde artış ve ürüne rafta daha fazla yer sağlama, farklı dağıtım kanallarında aynı fiyat uygulamalarını güvenceye alma. c) Müşteriler açısından : Fiyatı rakip ürünlerin fiyatları ile karşılaştırma, fiyat uygunluğunu belirleme, fiyat ile ürün kalitesini karşılaştırarak algılanan fiyat adilliğini iyileştirme, fiyat algılamasını etkileme. Diller ise fiyat politikası hedeflerini geliştirdiği hiyerarşik model sisteminde seçilmiş fiyat politikası önlemleri, belirleyici büyüklükler ve onların fiyat etkilerinin (1’den 20’ye kadar numaralandırılmış oklarla gösterilen) bir işletmenin global hedefleri (Kar, Güvenlik ve bağımsız karar verme yada ekonomik bağımsızlık) üzerinde yaratacağı olası sonuçlarını ve müşteri bağlılığı yaratmaya katkısını kapsamlı bir biçimde yansıtmaktadır (Diller, 2000). Şekil 1 de de görüleceği üzere bu model sistemine göre satış gelirlerindeki artış (1) veya maliyetlerdeki indirim (14) karı iyileştirir. Satış gelirlerindeki artış fiyatlardaki artış veya fiyatlardaki indirime bağlı olarak gelişir (3) indirim oranlarındaki yükseklik ortalama fiyatları olumsuz etkiler görünürse de dağıtım payındaki artış sonucu işletmenin Pazar payında artışa (5) ve sürüm (satışlar) üzerinde olumlu etkiye yol açar. Satış gelirlerindeki artışın nakit akışı üzerinde yapacağı olumlu etki nedeniyle işletmenin ekonomik bağımsızlığı sağlanırken, yeni yatırımlara yönelmesi de mümkün olmaktadır. Sürüm ve fiyat ilişkisini biraz daha yakından inceleyecek olursak fiyat aralığının (6) önem kazandığını kolayca söyleyebiliriz. Zira fiyat aralığı rakiplerle arasındaki fiyat farkını ve işletmenin izlediği rekabet stratejisini belirler. Fiyatın sürüm miktarı üzerindeki etkisi satış tepkisini gösterir (7) Tabi ki burada önemli olan ve dikkate alınması gereken mutlak fiyattan ziyade rakiplerle karşılaştırılabilir göreceli fiyatlardır(8). Rekabet ortamının aşırı dinamik oluşu pazarda fiyat aktörlerini çeşitli fiyat politikası etkinlik ve kampanyalarını uygulamak zorunda bırakmaktadır. Eğer fiyat ve fiyat oluşumu aşırı rekabet altında bulunuyorsa, pazarda rakiplerin ayağını kaydırmağa yönelmek ve pazar payına odaklanmak, sürüme odaklanmaktan daha önemli ve etkili olacağından işletmece tercih edilmeli, öncelikli hedef olarak görülmelidir.(9) Bu hedef birde pazara sürülecek yeni bir ürünle Pazar genişlemesi, Pazar hacmini arttırma (10) ile desteklenebilirse salt fiyat politikasına kıyasla satışlardaki artışa daha kolay ulaşılmış olacak ve kapasite kullanımı da o ölçüde artacaktır.(11). Maliyetler kısa vadede satılan ve üretilen miktarlarla ilgilidir ve fiyat tarafından belirlenir.(12) Fiyat indirimlerine giderek daha fazla satış geliri elde ederken indirimlerin yol açacağı artan maliyetler dikkate alınmalıdır. İşletmeler daha önceki üretim deneyimlerine dayanarak maliyet düşürme önlemlerini zamanında almış olmalıdır. İşletmelerin pazardaki var oluşu ve devamlılığının uzun süreliliği ancak ve ancak elde edeceği hasılatın (satış gelirleri) maliyetlerden büyük olması durumunda mümkündür (13) Fiyat, sürüm, pazar payı, maliyet ve kar arasındaki karşılıklı ilişkilerin arkasında karar verici konumundaki tüketicilerin var olduğu, onların sunulan mal ve hizmetlere karşı taşıyacakları değer yargıları, fiyat beklentileri, fiyat algıları, fiyat imajı ve kafalarında ödemeye hazır olduğu bir bedelin oluşmuş olabileceği asla göz ardı edilmemelidir. (15) ten (20) ye kadar fiyatın potansiyel ve kazanılmış müşteriler üzerinde etkisini gösterebilmesi için işletmelerce belirlenecek fiyat politika ve stratejileri müşteri odaklı olmalıdır işte ancak o zaman müşteri bağlılığından söz edebiliriz. Karın devamlılığının sağlanması, üretim ve yönetim maliyetlerinin düşmesi, rekabette üstünlük sağlanması gibi bir çok avantaja ancak sadık müşterileri olan işletmeler sahiptir. Günümüzde müşteri memnuniyeti ve müşteri bağlılığı pazardaki temel başarı faktörüdür ve her işletmenin hedefi olmalıdır. Şekil 1 : Fiyat politikası hedefleri (Kaynak Diller 2000, s. 45 ) 2. Müşteri Bağlılığı yaratmaya yönelik fiyatlandırma yöntemlerinin işletmelere sağladığı yararlar açısından değerlendirilmesi Müşteri bağlılığı yaratmayı hedefleyen fiyatlandırma yöntemleri ve eğilimlerini aşağıdaki tabloda da görüleceği gibi miktara bağlı fiyatlandırma, zaman ve müşterinin sadakat süresine bağlı fiyatlandırma, çoklu ürün fiyatlandırması, çok kişili fiyatlandırma, uzun süreli bağlayıcı sözleşme ve fiyat garantisi olmak üzere ayrımlandırabiliriz (Simon vd.2005, s.67).Bu Yöntemler tek başlarına olduğu kadar iki veya daha fazlası birlikte kombine edilerek de uygulanabilmektedir. Bu tablo ile müşterilerin hangi fiyatlandırma yöntemleri ile işletmelere bağımlı hale getirilebileceği, işletmenin sadık müşterisi olabileceği ifade edilmektedir. Tablo 1. Fiyat Politikası aracılığıyla müşteri bağlılığı yaratmada fiyatlandırma yöntemleri ve alınacak önlemler Müşteri Bağlayıcı Fiyatlandırma Yöntemleri Alınan Önlemler Miktara Bağlı Fiyatlandırma • Doğrusal olmayan fiyat oluşumu • Miktar İndirimi Zaman ve Müşterinin sadakat Süresine bağlı Fiyatlandırma • Sadakat İndirimi • Bonus Programları Çoklu Ürün Fiyatlandırması • Paket Fiyat/Fiyat Demetleme Çok Kişili Fiyatlandırma (Grup Fiyatı) • Doğrusal olmayan fiyat oluşumunun özel türü. Aynı ürünü ve hizmeti satın alan kişi sayısı arttıkça fiyatta indirim Uzun Süreli Satış ve Garanti Sözleşmeleri • Sözleşme süresince fiyatın sabit tutulması (fiyat garantisi) • İmtiyazlı (kollayıcı) fiyat Çalışmanın bundan sonraki bölümünde müşteri bağlılığı yaratmaya yönelik fiyatlandırma yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacak ve incelenecektir (Simon, 1998) 2.1. Miktara bağlı fiyatlandırma Miktara bağlı fiyatlandırmada esas olan alınan mal veya hizmetin miktarı arttıkça fiyatta bir indirime gidilmesidir. Başka bir deyişle satın alınan miktar arttıkça birim fiyatı belirli bir oranda geri çekilir. Burada miktar yerine hasılat da kullanılabilir o durumda hasılat arttıkça müşteriye belirli oranlarda indirim sağlanır. Miktar indiriminin müşteri bağlayıcılık etkisini şu basit örnekle açıklayabiliriz. A İşletmesi ürününü tanesi 10 YTL den satışa sunmaktadır. Alıcıyı heveslendirmek ve daha fazlasını satın almağa teşvik için belirli bir dönem içinde (ay, sezon veya yıl) o üründen 100 adetin üzerinde alınacak her birim için fiyatta % 5 indirim yapılmaktadır.Kısaca indirimden yararlanmak için en az 100 birim satın alınmalıdır. 200 adetten itibaren indirim oranı % 10’a çıkarılmakta, 300 adetten itibaren de indirim oranı bir önceki indirimin iki katına yani % 20’ye erişmektedir. Ödenen toplam fiyat ve miktara bağlı birim fiyatlar şekil 2 de grafiksel olarak görülmektedir. Toplam Fiyat Birim Fiyat 3650 ● ● 2850 ● 1950 ● 1000 4000 3000 2000 1000 0 100 200 300 400 Şekil 2: Artan miktar indirimlerinin etkilediği fiyat oluşumu İlk yüz birimden sonra artan indirim oranlarının etkisinde kalan müşteri giderek üreticiye (satıcıya) bağlanmaktadır. İndirim oranı % 20’lere ulaştığında üretici işletmenin müşteriye sağladığı ortalama indirim toplam miktar üzerinden sadece % 4 kadardır. Tabi ki müşteri ilk indirimden sonra hedefteki artan indirimlere ulaşabilmek için rakip işletmelere gitmeyi düşünmeyecektir. Rakip işletmelerde daha başlangıçta kendisine pahalı gelecek % 10 - % 20 indirimleri vermeğe kolay kolay yanaşmayacağından müşteri bağlılığı etkisi kendisini gösterecektir(Simon, 2005) Verilen bu örneğin yanında, doğrusal olmayan fiyat oluşumunun bir çok türüne uygulamada rastlamaktayız. Burada temel ilke artan satın alma miktarına bağlı olarak birim fiyatın düşme göstermesidir. Kullandıkça artan primler, konuştukça fiyatı düşen kartlar, satın aldıkça artan bonuslar bu yöntemin bilinen uygulamalarıdır. Perakende zincirlerinde müşteri bağlılığı yaratmak için kullanılan klasik enstrümanlardan biride yapılan alışveriş miktarına göre belirli bir puan kazanma ve kazanılan puanlarla doğrudan nakit iade veya puanlar karşılığında belirtilen hediyeleri seçip almasıdır. Böylece ihtiyacı olan veya hoşuna giden hediye ve ödülü elde edebilmek için alışverişte bulunduğu mağazaya sadık kalacak daha çok alışveriş yapmakla kalmayacak çapraz satışlarda da artışlar olacaktır. Doğrusal olmayan fiyat oluşumu, fiyat farklılaştırmasının oldukça önemli bir yöntemidir ancak beklenen müşteri bağlılığı etkisini gösterebilmesi ve optimum yararın sağlanabilmesi için eldeki bilgiler çok ayrıntılı bir şekilde analiz edilmeli, müşteri yapısı, homojenliği veya heterojenliği ve müşteri segmentlerinin ödemeğe hazır olduğu fiyat düzeyi yeterince bilinmelidir(Tacke, 1989) 2.2. Zamana ve müşterinin sadakat süresine bağlı fiyatlandırma Zamana ve sadakat süresine bağlı fiyatlandırma politikasının ağırlık noktasını, müşterinin bağlanması için mal veya hizmet sunucusunun bağlılık süresine göre müşteriye sağlanacak ayrıcalıklar özel hak ve fırsatlar oluşturmaktadır. Sadık ve işletmenin devamlı müşterisine hiç şüphesiz işletmeye çok nadir veya bir defalık gelen müşteriye oranla daha farklı bir tutum ve ilgi sergilenecek, ödeme kolaylıkları, özel indirimler ve ayırt edici imtiyazlar sağlanacaktır. Sağlanan bu ayrıcalıklar nedeniyle müşterinin sürekli alış veriş yaptığı işletmeyi değiştirmemesi teşvik edilecek, bağlılığı da o ölçüde artacak ve korunacaktır. Aşağıda verilen örneklerde müşterinin işletmedeki bağlılık süresinin fiyatlara nasıl yansıtıldığını farklı kuruluşlardaki farklı uygulamalarla açıklanmağa çalışılacaktır. Sigorta şirketlerinde artan sigortalılık süresine bağlı olarak ödenecek primlerde müşterilere hissedilir indirimler yapılarak elde tutulmaları sağlanmaktadır. Örneğin araçlarda zorunlu trafik ve kasko sigorta poliçelerinde hasarsızlık indirimi ile birlikte yıllık toplam indirim tutarları % 30 - % 40’a kadar dayanmaktadır. Telekomünikasyon sektöründe müşterilerin bağlılığını sağlayabilmek için belirli süre ve belirli hasılatın üzerinde görüşme yapanlara cazip ve çekici indirimler yapılmaktadır. Newsweek dergisine bir yıllığına abone olunduğunda derginin sayısı 0.79$’a, iki yıllık abone olunması durumunda ise sayısı 0.69$’a gelmektedir. Örneklerden de görüleceği üzere işletme ile müşteri arasındaki zamana yayılmış uzun dönemli ilişkiler gerçek bir sözleşmeye dayalı olduğundan her iki tarafa da yarar sağlamaktadır. Müşteriler bir üst müşteri grubuna terfi ettirilip, sınıf atlatılıp ıskonto ve özel indirimlerden yararlandırılırken, işletmelerde artan satışlarla maliyetleri aşağıya çekebilmektedir. Müşterilere sağlanan indirim ve ıskonto tutarlarının kaynağı da aslında müşterilerden işletmeye sürekli akan cari ödemelerden karşılanmaktadır(Online-Lehrbuch, 2004). 2.3. Çoklu ürün fiyatlandırması Çok çeşitli ürün üreten işletmeler genelde müşteri bağlılığını satışa sundukları tüm mal çeşidi üzerinden gerçekleşmesini bekler ve bunda da ısrarcı olurlar. Müşterileri farklı ürünleri almağa yöneltmek için ya özel fırsat fiyatı uygulanır ve cazip indirimler yapılır ya da belirli ürünler diğer mal çeşitleri ile birlikte bir paket fiyatı halinde (topluca) sunulur. Uygulamada oldukça sık karşılaşılan çoklu ürün fiyatlandırmasının önemli ve bilinen türleri şunlardır : Paket fiyat (Fiyat demetleme), kombine (bağlı) ve tamamlayıcı ürün fiyatları, aynı ürünü bir üst modelle yenilemeye teşvik için eski fiyatını ucuzlatma, işletmenin diğer ürün çeşitlerine talep yaratmak ve satın alınmasını sağlamak için indirimde bulunmak, yıl içinde tüm satın alınan hizmet ve ürünlerle gerçekleşen hasılat üzerinden belirli bir oranda yıl sonu primi veya ikramiyesi vermek (Sternick, 2004). 2.3.1. Paket fiyat/ Fiyat demetleme Çoklu ürün/hizmet fiyatlandırmasının yaygın kullanılan türlerinden biride paket fiyat ya da fiyat demetlemesidir. Paket fiyat uygulamalarına fast-food, turizm ve sağlık işletmeleri başta olmak üzere hizmet sektöründe çok yaygın bir şekilde yer verilmektedir.Demetlemenin geniş bir tanımını yapacak olursak “ iki ya da daha fazla ürün ve/veya hizmetin tek bir paket içinde özel bir fiyattan satışa sunulmasıdır ( Öztürk, 2006, s.70). Paket fiyat/Fiyat demetleme uygulaması aynı tesisleri, ekipmanı ve personeli kullanarak ortaya çıkan bağlı ürün ve hizmetlerde (birkaç ürün/hizmet) bağlı ürünün sabit maliyetlerini dikkate almadan doğrudan değişken maliyetler üzerinden fiyatlandırmaya gidilmesinde, ek ürün ve hizmetleri satmanın marjinal maliyeti, işletmenin toplam maliyetine göre daha düşük olacağından, yüksek karlara daha kolay erişilecektir. Her hangi bir işletmeden ürün veya hizmet satın alan müşteri aynı şirketin diğer ürün ve hizmetlerinin de potansiyel alıcısıdır. Bu nedenle müşteri ile uzun süreli ilişkiyi ve bağlılığı genişletebilmede fiyat demetlemesi veya paket fiyatlandırma oldukça etkin bir pazarlama aracıdır(Pickel, 2000). Mc Donalds ve Burger King fast-food restoranlarında çeşitli mönüler ve kombinasyonlarla paket fiyatı tüm dünyada yıllardan beri başarı ile uygulamaktadır. Mönüyü oluşturan çeşitlerin sayısını arttırarak, müşterinin daha fazla harcama yapması sağlanmaktadır. Müşteri de mönüyü oluşturan çeşitleri tek tek almakla ödeyeceği miktarın altında bir ödeme yaparak % 15 - % 20’ lere varan indirimlerle ödüllendirilmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi paket fiyat/Fiyat demetleme turizm seyahat işletmelerinde sıkça uygulanmaktadır. Düzenlenen götürü gezilerde fiyatın içinde örneğin Uçak + Otel + Kiralık araç hizmetleri bir bütün olarak yer almaktadır. Sunulan paket fiyatın hasılatı ve karlılığı arttırması için, tüketicinin tüm hizmetleri kapsayan paket’e ödediği fiyat ödemeye hazır olduğu fiyatın altında olmasına ve paket fiyatın tek tek alınacak hizmetlerin toplamından daha düşük tutulmasına, tek tek alınacak hizmetlerde de asla bir indirime gidilmemesi oldukça önemlidir. Tabi ki başarılı paket fiyat uygulaması artan karlılıkla birlikte sonuçta pazara giriş engellerinin kaldırılması, rekabette üstünlük, pazarda tek olmak ve gücünü genişletmek yanında müşteri memnuniyetinin arttırılmasını ve müşteri sadakatini beraberinde getirecektir (Öztürk, 2006, s.73) 2.3.2. Bağlı/Tamamlayıcı ürünlerde fiyatlandırma Ana ürün olarak nitelendirebileceğimiz Fotokopi makinası, Bilgisayar ve Yazıcı gibi uzun süreli kullanım mallarını (dayanıklı tüketim mallarını) satın alırken müşteri aynı zamanda kağıt, toner, film, işletim programı gibi ihtiyaç malzemelerini de (sarf malzemeleri) aynı yerden almağa istekli olduğunu bildirmesi veya satıcı tarafından yönlendirilerek alınması sağlandığı takdirde, kurulacak uzun süreli müşteri ilişkisi ve bağlılığı nedeniyle ana üründe bir fiyat ikramına/indirimine gidilir ve/veya sarf malzemeleri belirlenen süre için uygun bir fiyatla işletmeye verilir. 2.3.3. Ürünleri yenilemeye teşvik edici fiyatlandırma Piyasaya yeni versiyonları sürülen ürünlerin satışını arttırmak, aynı ürünün eski modellerini yeni modelleriyle değiştirmek isteyen eski müşterilere teşvik olarak yeni müşterilerin satın aldıkları fiyatların altında bir fiyattan sunulur. Böylece eski müşterinin işletmeye olan bağlılığı bir ölçüde uzatılmış ve müşteri sadakatinden dolayı ödüllendirilmiş olmaktadır. Bu çerçevede bazı işletmeler yeni geliştirdikleri makine ve gereçleri çok uygun fiyatlarla piyasaya sürerek yaygın kullanılmasını, buna karşılık esas karıda yedek parça ve aksesuarlardan yapmayı hedeflemiş olabilir. Özellikle Japon ve Kore otomotiv sektörleri bu fiyatlandırma yöntemini uzun bir süre uygulamıştır. İlk yatırım masrafı düşük buna karşılık servis tamir bakım ve yedek parça fiyatları yüksek tutulmuştur. Müşteriler nasıl olsa bağlı diyerek yedek parça ve aksesuar fiyatlarını aşırı yüksek tutma ve bunda da ısrarcı olmanın, durumdan memnun olmayan müşterilerin sayısını arttıracağı, sadakati olumsuz etkileyeceği ve ilk fırsatta da rakip işletmelere yöneleceği asla unutulmamalıdır. 2.3.4. Çeşit indirimi ve yıl sonu gerçekleşen toplam hasılattan prim verme Üretici ile aracı kuruluşlar arasındaki alışverişi (B2B) arttırmak amacıyla en sık başvurulan yöntemlerdendir. Böylece müşteri tüm ihtiyaçlarını aynı işletmeden karşılamak zorunda kalmaktadır. Hele üreticinin müşteriye sunduğu ürün çeşit ve kategorisi arasından biri veya ikisi rekabet üstünlüğü olan ve piyasada tutulmuş bir ürün ise beraberindeki diğer ürünlerde daha kolay satılacak dolayısıyla toplam hasılat ve toplam hasılattan hesaplanacak yıl sonu prim ve ikramiyeleri o ölçüde artacaktır. Çoklu ürün fiyatlandırması üretici firmaya olduğu kadar müşteriye de sağladığı avantajlar ile son yıllarda işletme dünyasında sözü çok edilen kazan/kazan olgusuna verilebilecek güzel bir örnektir. Müşteri sağladığı indirimlerle işletmeye uzun dönemli bağlanırken üretici işletmede potansiyel kardan daha iyi ve daha etkin bir şekilde yararlanabilmektedir (Stermick, 2004) 2.4. Çok kişili fiyatlandırma (grup fiyat uygulaması) Turizm-Seyahat, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde çok yoğun kullanılan bir fiyatlandırma yöntemidir. Birden fazla kişiye toplamda daha fazla indirimde bulunarak tüm grup üyelerini işletmeye bağlamak, işletmeye çekmek ve satış desteği elde etmek temel amaçtır. Bu stratejinin uygulanması ile hem artan hasılatlar, hem de grup olarak bağlılık etkisi daha güçlü ve kalıcı olacaktır. GSM operatörlerinin arkadaş, aile ve meslektaşlar arasındaki tarifelerin düşük tutulması veya aynı operatöre bağlı abonelerin kendi aralarında yaptığı telefon görüşmelerinin % 30’lara varan kısmının hediye edilerek ücretlendirilmemesi bir “ closed user group” oluşmasına ve edinilen deneyimlere göre daha yüksek sadakat ve müşteri bağlılığına yol açmaktadır. Hava yolu şirketleri sundukları düzenli uçuş programlarında tam bilet alan bir yolcunun refakatinde uçacak kişi veya kişilere belirli oranlardaki indirimleri sağlaması, refakatçilerin ileride tek uçması durumunda aynı hava yolu şirketini seçmesine neden olacaktır. Benzeri uygulama turizm ve otelcilik işletmelerinde de uygulanmaktadır. İlk yatak için tam fiyat ikinci yatak için yarı fiyat üçüncü yatak için daha az bir ücret alınması, ebeveynlerin yanında küçük çocuklara ücretsiz yatak ilavesi veya Club-Med ‘ler de uygulanan yurt dışı gezilerde 4 kişilik ailelere 250 Avro’luk aile indiriminin sağlanması hem seyahati teşvik etmede hem de müşteri bağlılığı yaratmada oldukça etkilidir. 2.5. Uzun süreli satış ve garanti sözleşmeleri Müşteri bağlılığı yaratmaya yönelik fiyatlandırma yöntemlerinin temel hedefi, olabildiği ölçüde müşteri ilişkilerinin sürekli ve kalıcı olmasını sağlamaktır. Bunu yukarıda açıklamağa çalıştığımız dolaylı önlemlerle ve çoklukla fiyatta ikram, indirimler ve fiyat tenzilatları ile özendirerek müşterinin kendi istek ve tercihi ile işletmeye bağlanabileceğini ayrıntılı bir şekilde gördük. Müşteri bağlılığı yaratmada alınacak doğrudan önlemlerle örneğin uzun süreli satış ve garanti sözleşmeleri, belirli bir süre için sabit fiyat garantisi, eşelmobil fiyat uygulaması (fiyat gelişiminin fiyat endekslerine bağlı olarak sabitlenmesi), müşterinin aynı ürünü bir başka yerde daha ucuza bulması ve tedarik edebileceği durumunda para iadesi, verilen üst düzey servis güvencesinden olası sapmada parasal ödemelerle denkleştirme gibi başka yollarda bulunmaktadır. Uçak üreticisi şirketler arasındaki yoğun rekabet nedeniyle Boeing işletmesi müşteri bağlılığı ve sadakati arttırmak ve bu yarışta bir adım öne geçebilmek için hava yolu şirketlerine filolarında Boeing dışında başka bir uçak bulundurmamaları, ihtiyaçlarının tümünü sadece Boeing’den karşılayacağına dair uzun süreli (20 yıllık) bir sözleşme ile bağlanmaları durumunda Boeing alıcılarına çok düşük fiyattan satın alma garantisi vermektedir. Ancak uygulanan bu stratejinin olağanüstü uzun süresi olusu ve münhasırlığı, gelecekte her iki işletmenin başına geçecek üst düzey yöneticilerin hareket alanlarını önemli ölçüde daraltacağı, yaratıcı ve yenilikçiliklerini engelleyici olması nedeniyle ve hepsinden önemlisi filoda aynı tür uçakların olmasının getireceği işletim giderlerinin ve bakım onarım harcamalarının en alt düzeyde olabileceğinden yola çıkarak bu tür sözleşmeler olmaksızın da Boeing uçaklarının tercih edilebileceği ileri sürülerek uzun süreli zorunlu bağlanma Avrupa Rekabet Kurumunca engellenmiştir. Bu engelleme sonrasında çok sayıdaki sektörde uzun süreli satış/satın alma/başka bir yerle çalışmama gibi bağlayıcı sözleşmeler yerini yaygın bir şekilde 5 yıl ile sınırlanan daha kısa süreli olanlara bırakmıştır. Gelecekteki fiyatlarda güvensizliğin azaltılması ve fiyat artışı risklerinden müşterilerin korunmasında eşelmobil fiyat uygulamalarına sıkça başvurulur. Böylece müşterinin işletmeye uzun süreli bağlılığı da sağlanmış olur. Sözleşmelerde yer alan eşelmobil fiyatların, müşteri bağlılığını olumlu etkileyebilmesi ve katkıyı yapabilmesi için seçilen göstergelerin örneğin tüketici fiyat endeksinin güvenilir ve resmi kaynaklara dayandırılması, malzeme ve ücretlerin ayrı ayrı belirlenmesi ve fiyat ayarlamasının (artan fiyatlara uyumlaştırılmasının) hangi sıklıkta (yılda kaç kez) yapılacağı açık bir şekilde belirtilmiş olmalıdır. Müşteri bağlılığı yaratmada fiyat garantilerine çok sık başvurulur ve oldukça da etkilidir. Uygulamada müşteriye belirli bir zaman süresinde (zaman aralığında) aynı fiyattan satın alma garantisi şeklinde olabileceği gibi eş değer ürünü aynı şehir ve bölgedeki bir başka yerde daha ucuza bulması, tedarik etmesi ve bunu kanıtlaması durumunda parasını geri alma veya farkı iade alma garantisi şeklinde de görülür. Ülkemizdeki perakendeci kuruluşların sıkça başvurduğu ikinci uygulama türü ile müşteriye en düşük fiyat garantisinden yararlandığı, en çok gözetilen, imtiyazlı müşteri olduğu vurgusu yapılmaktadır. Her durumda fiyat açısından kollandığını, her zaman en iyi fiyattan mal veya hizmet tedarik ettiğini bilen veya öyle olduğuna inandırılmış müşterinin, işletmesini değiştirmesi için hiçbir nedeni olmayacağından, bağlılığı alıkonulması ve sadakati o ölçüde uzun süreli olacaktır. 3.Sonuç ve değerlendirme Müşteri bağlılığı yaratmayı hedefleyen fiyatlandırma yöntemlerinden beklenilen etki ve başarının sağlanması için aşağıdaki faktörlerin yerine getirilmesine ve açıklanan yapısal özelliklerin işletmelerde bulunmasına ve yerleştirilmesine özen gösterilmelidir. İşletmede hangi fiyatlandırma yöntemi kullanılacak olursa olsun öncelikle iyi bir bilgi sistemi kurulmuş olmalıdır. Böylece her bir müşteri segmentinin fiyatı oluşturan bileşenlerin değişimine göstereceği tepki başka bir ifade ile fiyat esnekliği belirlenmiş olacak, iş şansa ve tesadüflere bırakılmayacak ve müşteriyi bağlıyacak en uygun fiyatlandırma kolayca belirlenecektir. Müşteri bağlılığını arttırmaya yönelik fiyat indirimleri her ne kadar kısa sürede sadık müşteriler üzerinde bir olumsuz etki (sabit maliyetleri karşılama payında azalma) yapar görünse de, toplamda artan talep nedeniyle dengelenir ve telafi edilebilir boyuttadır. Bu yüzden sabit maliyetleri karşılama payındaki kayıplar, daha geniş müşteri bağlılığı yarattığı ve hasılattaki artışlara yol açtığı için bir çeşit yatırım olarak kabul edilmeli ve yorumlanmalıdır. Tabi ki bu oran ile bağlayıcılık etkisi matematiksel olarak kesin açıklanabilir olmalıdır. Bu ilişkinin karşılaştırılması açıklıkla yapılabildiği sürece karar verme daha kolaylaşacaktır. Ayrıca fiyat indirimleri nedeniyle elden kaçırılan sadık müşterilerin bir süre sonra tekrar geriye döneceği olasılığı da göz ardı edilmemelidir(Sebastian, 2000). Satıcı ile Müşteri arasındaki ilişkinin uzun süreli ve güvenilirliği için fiyatlandırma kararı, pazarlama/satış, finansman, yönetim muhasebesi ve denetim birimlerince ortaklaşa alınmalı ve fiyat belirlenmelidir. Fiyatlarda indirim ve ıskonto yetkisinin dış görevlerde çalışanlara (satış elemanları, satış temsilciler vb.) göçerilmesinde çok dikkatli olunmalıdır. Özellikle satış ve dağıtım elemanlarının daha kolay satış ve satış primlerinde artışa ulaşabilmek için, müşteri bağlılığı yaratıp yaratmadığına bakılmaksızın fiyat indirimlerine gitmesi müşteri bağlılığında hissedilir olumsuzluklara yol açar. Müşteri bağlılığını esas alan fiyatlandırmalarda seçilen yöntem müşteriler tarafından kolayca anlaşılabilir, hesaplanabilir, uygulanabilir ve hukuki açıdan kabul edilebilir olmalıdır(Sebastian, 2002). Müşteri bağlılığı yaratacak fiyatlandırma yöntemlerinin maliyeti beklenilen yarar ve getirilerden karşılanmalıdır. Bu koşulun sorunsuzca yerine getirilmesi için dengeli bir fiyat sistemi kurulmalı ve sistem sürekli bir şekilde denetlenmelidir. KAYNAKÇA BERGMANN, K. (1998), Angewandtes Kundenbindungsmanagement, Frankfurt Am Main BRUHN, M. (2000), Marketing, Grundlagen für Studium und Praxis, 7. Auflage, Gabler Verlag, Wiesbaden BRUHN, M/HOMBURG,C.Hrsg (2005), Handbuch Kundenbindung, 5. Auflage,Gabler Verlag Wiesbaden DILLER, H. (2000), Preispolitik, 3.Auflage, Kohlhammer Verlag, Stutgart HELD, P. (2003), Innovative Preisstrategien als nachhaltiger Erfolgspartner, Bernet &Partner Workshop Notları Ocak 2003 Zug- Schweiz NAGLE, T./HOLDEN, R.K. (2002), Strategy and tactics of pricing, 3.Auflage, NewYork, Prentice- Hall ONLINE-Lehrbuch. (2004), www.Phil.uni.-erlangen.de/economics/ bwl/ Kapitel 1 Betriebs- Wirtscaftliches Gesamtsystem : Kundenbindungsorientierte Preispolitik ÖZTÜRK, A.S. 82006), Hizmet pazarlaması, 6.Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa PICKEL, A. (2000), Relationship Pricing im System des Customer Linking Management als Instrument der Kundenbindung, Seminar Arbeit bei Prof.Dr.Tilo Beyer, Sommer Seminar Uni-Erlangen SEBASTIAN, K/ MAESSEN, A. (2002), Preis- und Preisnachlasskonzepte, DBW- Die Betriebswirtschaft, S. 547-553 SEBASTIAN, K/ KOLVENBACH, C. (2000), Wie Sie mit inteligenten Konzepten der Preishölle Entkommen, in: Absatzwirtschaft 2000 SIMON, H./TACKE, G./BUCHWALD, G. (2005), Kundenbindung durch Preispolitik, Handbuch Kundenbindung, 5.Auflage Gabler Verlag, Wiesbaden SIMON, H./TACKE, G./WOSCIDLO, B. (1998), Mit einfallsreicher Preispolitik die Kunden binden, İn : Harvard Business Manager STERMICK, C. (2004), Rabatte und Zugaben – wie aus Rabattjaegern treue Kunden werden, Management Center Handwerk, Verlaganstallt Handwerk

Promosyon

PROMOSYON



Kökeni Latince “promotio” kelimesinden gelen promosyonun anlamı “fikir”, “öne çıkarmak” olarak tercüme edilebilir.



* Günümüzde en çok kullanılan anlamı genel olarak ürünlerin pazarlanmasıdır.
* Özelde ise satışları artırmaya yönelik (sales promotion) yapılan pazarlama stratejilerinin bir kısmıdır.



ÖZELDE PROMOSYON



Promosyon, pazarlama karmasının dört anahtar açılarından biridir. Diğer açıların üçü:



- ürün yönetimi,

- fiyatlandırma,

- ve dağıtımdır.

Temelde promosyon iki farklı alt gruba ayrılmaktadır:



1. Görünen ve doğrudan yapılan, medyada yer alan, reklam verenin bir ajansa reklam ücreti ödediği geleneksel marketing (TV, radyo, gazete ve internet reklamı)



2. İlk anda görünmeyen ve dolaylı yoldan yapılan, tüketicinin genellikle reklam yapıldığının farkına varmadığı tüm diğer marketing stratejileri (sponsorluk, filmlerde/dizilerde/kitaplarda ürün/hizmet/markaların anlaşmalı olarak konumlandırılması (product placement), satış teşvik (sales promotion), satışı geliştirme yöntemleri (merchandising), direkt mail, kişisel satış, halkla ilişkiler, fuar vb.)



a) Promosyonun özel bir türünü de cross promotion denilen, en az iki reklam verenin birlikte iletişim halinde hareket ederek ikisinin de menfaatine olan, hedef kitlenin tümüne birlikte aynı mesajın verildiği promosyonlar teşkil etmektedir. Bu yöntemle reklam giderleri paylaşılabilir veya normalin daha üstünde bir reklam volümü gerçekleştirilebilir ve aynı zamanda diğer tarafın veya tarafların imajlarından da faydalanılabilir.

Bu tür promosyon özellikle son yıllarda medyada daha ziyade kendi reklamını ve tanıtımını yapmak şeklinde yer almaktadır. Bir medya şirketler topluluğunda diğer (kardeş, ortak, yan, alt vb.) şirketine ait bir medya ürününün reklamının kendi basın ve yayın organlarında ve aynı anda birkaçında birlikte yapılması anlamına gelmektedir.





· Satış teşvik / Sales promotion nedir?


SATIŞ TEŞVİK / SALES PROMOTION



Konumuz itibariyle promosyonun satışla ilgili kısmındaki SATIŞ TEŞVİK’e, yani SALES PROMOTION’a yakından bakalım. SATIŞ TEŞVİK’i, marketingin iletişim politikaları çerçevesinde satış rakamlarını artırmak için pazar katılımcılarının (dağıtımcılar, satıcılar, müşteriler) aktive edilmesine hizmet eden tüm aktiviteleri, kapsamaktadır.



REKLAM, bir satına alma sebebi sağlarken, SATIŞ TEŞVİKİ satın alma eylemini gerçekleştirmek veya ileriye götürmek için bir teşvik sağlar.



SATIŞ TEŞVİK ile yapılan promosyonda hedef alınanlar



1. tüketiciler

2. personel

3. satıcılar



olabilmektedir. SATIŞ TEŞVİK’in şekli gideceği adrese göre değişiklik arz edebilmektedir. Burada promosyonda kısa ve uzun vadeli SATIŞ TEŞVİK olarak bir ayrım yapmak mümkündür.

1. TÜKETİCİYE YÖNELİK PROMOSYONLAR



Tüketiciye yönelik promosyonlar doğrudan tüketiciyi hedef alan promosyonlardır.

Bu tür promosyonlar üreticiler ve satıcılar tarafından organize edilen promosyonlardır. Tüketiciye yönelik promosyonlarda süpermarketlerde, market girişlerinde, marketlerin park yerlerinde vb. yerlerde üreticiler veya satıcılar tarafından düzenlenen organizasyonlar, tanıtımlar, sergiler, indirimli satışlar vs. yer alabilmektdir. Tüketiciye yönelik yapılan promosyonlarda kullanılan enstrümanlarda fiyat ile ilgili olan promosyonlar ile fiyatla ilgili olmayan promosyonlar olarak iki grup yer almaktadır.



* Fiyat ile ilgili promosyon aktivitelerinde örneğin fiyat indirimleri, 2+1 vs. şeklinde ambalajlanmış ürünler, özel büyük boy ambalajlar, kuponlar, özel (kulüp) müşteri indirimleri vb. yer almaktadır.



* Fiyat ile ilgili olmayan promosyon aktivitelerinde ise örneğin el ilanları, ilaveler, ekranlı tanıtım gösterileri/yayınları, sergiler, çekilişler, deneme ürünleri, kazı kazan oyunları, kulüp üyelikleri, bonuslar, bedava puanları, tadımlıklar ve ikramlar vb. yer almaktadır. Burada yapılan kısa vadeli ve tüketiciye yönelik promosyon aktivitelerine indirimler, belli oranda yapılan tenzilatlar, hediye çekleri, el ilanları ve ekranlı tanıtım yayınları vs. dahil olmaktadır. Uzun vadeli ve tüketiciye yönelik promosyon aktivitelerine ise tüketici gazeteleri (veya ilanları), ilave veya ekstra kullanım alanı veya faydası olan ürünler (örneğin ürün bittikten sonra ambalajının bardak veya saklama kabı olarak da kullanılabilmesi), yeni ve farklı kullanım veya tüketim fikirleri yaratılan ürünler vs. aittir.

2. PERSONELE YÖNELİK PROMOSYONLAR



Personele yönelik olarak yapılan promosyon aktivitelerinde hedef kitle ürünü satan/dağıtan şirketlerin kendi personelidir.

Burada yapılan promosyonda amaç eğitimler, seminerler, dönem toplantıları, ürün katalogları, personel yarışmaları, müsabakaları, ödüller ve primler vs. vasıtasıyla satıcıları daha yoğun piyasa çalışmaları yapmaları için özendirmektir.





3. SATICILARA YÖNELİK PROMOSYONLAR



Satıcılara yönelik yapılan promosyon aktiviteleri üreticiler tarafından düzenlenen ve hedef kitlesi doğrudan satıcılar olan promosyonlardır.

Üretici bu promosyon aktivitesinde satıcıları kendi promosyon ürünlerine çekmeyi, satıcıları kendi promosyon ürünlerine motive etmeyi amaçlamaktadır. Bu ürünlere “satıcı promosyon ürünleri” denmektedir.

Satıcılara yönelik olarak yapılan promosyon aktivitelerinde kısa vadeli tedbirler arasında örneğin satış ilanları, satıcıların vitrinleri ve reyonları için çeşitli teşhir ürünleri, satış ortaklığı (partner) aktiviteleri ve satış mektupları vb. yer almaktadır. Satıcılar için düzenlenen seminerler, yapılan sunumlar ve bilgilendirmeler, satıcı danışmanlığı ve satıcılar için enformasyon santralleri ise uzun vadeli tedbirler arasında bulunmaktadır.

PROMOSYON SÜRECİ ÖRNEĞİ



Promosyon süreci ülkeden ülkeye birtakım farklılıklar arz edebilmektedir. Çoğu gelişmiş ülkelerde genellikle promosyon işi bir ajansa verildikten sonra bu ajansta çalışanlardan seçilen uygun kişilere (promosyoncuya) önce söz konusu promosyon ürünü işi ile ilgili bilgilendirme yapılır. Bu esnada her promosyon ürününün farklı ihtiyaçları ve özellikleri için hazırlıklar yapılır. Hazırlıklar, kısa veya uzun süreli (birkaç dakikadan birkaç güne kadar) toplantıları, bilgilendirmeleri, fikir alışverişlerini ve eğitimleri kapsayabilir. Toplantı ve eğitimlerin ardından ilgili ajans çalışanlarına işin tanımlaması yapılır ve iş verilerek çalışmalara başlanılır.





PROMOSYON HEDEFLERİ



Tüm çeşit, tür ve yapılan promosyonun hedef kitleleriyle birlikte promosyonun kendi ürünü için yeni müşteriler kazanmak, var olan müşterileri ödüllendirmek ve zaman zaman satın alan müşterilerin daha sık satın almalarını sağlamak şeklinde üç ana hedefi bulunmaktadır.

Bunların haricinde promosyonun genellikle en belirgin özelliklerinden biri olan kısıtlı süre tüm müşteri gruplarını ayrıca çabuk hareket etmeye sevk etme amacını taşımaktadır.


http://www.iselbise.com/turkey_promosyon_-35.htm
http://www.iselbise.com/turkey_promosyon__sf2-35.html
http://www.iselbise.com/turkey_promosyon__sf3-35.php
________________________________________________________________________________


PROMOSYON (SATIŞ GELİŞTİRME)

Promosyon, üretilen mal ve hizmetlerin son alıcı yönünde akışını geliştirmek için alınan önlemlerin bütünüdür. Diğer bir deyişle üretilen mal ve hizmetlerin tüketici ile karşılaştırılması olanaklarını artıran girişimlerdir. Promosyonlar, “işletmenin satışını artırmak için bir ana tema kapsamında, müşterinin işletmeye ya da faaliyetlere katılımını sağlamak amacıyla normal olarak bir biriyle ilgili olmayan elemanların bir araya getirilerek kullanılması” olarak tanımlanmaktadır. Güçlü promosyon kampanyaları; kendi çevresindeki eğilimleri iyi izleyen, pazarda atılgan, bölgedeki topluluk içinde iyi bir yer edinmiş olan yiyecek – içecek işletmelerinin tipik özellikleridir.

Promosyonlar reklam, kişisel satış ve halkla ilişkilerden farklı olarak aracıların etkinliğini artıran ve müşteriyi mal ve hizmetleri kullanmak için uyaran faaliyetleri kapsar. Ayrıca, promosyonlar tüketicinin dikkatini çekmek ve genellikle özel bir faaliyete tüketicilerin ilgisine, isteğini artırmak, bu faaliyete katılmaya teşvik etmek için satın alma sürecinin ileri aşamalarında kullanılır.

Promosyonların etkili bir şekilde kullanılabilmesi için aşağıdaki aşamaların izlenmesi yararlı olacaktır.

• Hedeflerin Saptanması
• Promosyon Araçlarının Seçimi
• Promosyon Programının Planlanması
• Deneme
• Uygulama
• Değerlendirme

Yiyecek – içecek işletmeleri tarafından kullanılabilecek olan promosyon araçları da aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

• Ücretsiz Örnekler: Bu tür faaliyetler işletmenin sunduğu mal ve hizmetlerin izlenmesine katkıda bulunur ve tüketicinin mal ve hizmet sunanlara marka bağımlılığı olan yerlerde değerlendirebilir.

Örneğin restoranlarda sunulması düşünülen yeni bir ürün tüketicilere ücretsiz olarak sunularak onların izlenimini öğrenebilir.

• Fiyat İndirimleri: Bu yöntem özellikle durgun dönemlerde ve fiyatın tüketicinin satın alma kararını etkileyen önemli bir faktör olması durumunda uygulanır.

• Kuponlar / Voucher’lar: Bu uygulamalar kuponlara sahip olan tüketicilerin gelecekte yapacağı satın almalarda indirimli fiyatlardan yararlanmalarını sağlar. Ve potansiyel müşterilere ya da belirli müşteri gruplarına yönelik olarak uygulanır.

• Hediyeler: Bu uygulama üretilen mal ya da hizmeti kullanan müşteriye hediye verilmesiyle gerçekleştirilir. Hediyelerin işletmeye en önemli katkısı hediyelerin üzerinde markası olması nedeniyle müşterinin her
zaman hatırlayabileceği işletmeye ait somut bir ürünü elinde bulundurmasıdır. Örneğin McDonalds’dan çocuk mönüsü alan bir müşteriye oyuncak verilmesi gibi...

Yeni Pazarlama Stratejileri

Günümüz tüketicisi her zaman daha iyi bir alışveriş yapmayı, daha iyi hizmeti daha düşük fiyata almayı ister. Her ne kadar alışveriş yaptıkları yerin dışında başka bir işletmeyi aramıyor görünseler bile ara sırada olsa karşılarına çıkan fırsatları faydayı en büyükleme ilkesi doğrultusunda kaçırmayı da pek istemezler. İşletmeler ise müşteri bağlılığı ve sadakati yaratabilmek için son yıllarda gelişen CRM teknik ve uygulamaları doğrultusunda müşterilerini kulüp üyesi yapma, müşteri veya mağaza kartları dağıtma yoluyla bazı önceliklerden ve avantajlardan yararlandırma, yüksek kaliteli ürün ek hizmet ve artı değer sunma, müşterileri belirli aralıklarla hatırlama, iletişimde sürekliliği sağlama, şikayetleri memnuniyete dönüştürme gibi fiyat dışı araçlara sıkça başvurmaktadırlar. Fiyat dışı araçların büyük rağbet görmesi ve işletmelerce o denli yaygın kullanılmasına karşılık etkinlik açısından değerlendirildiğinde pazarlamanın temel enstrümanı olan fiyatın önemini ve önceliğini hala koruduğunu söyleyebiliriz. Buradan yola çıkarak çalışmamızda uygulamada çok sık rastlanılan ancak kuramsal olarak üzerinde pek durulmayan müşteri bağlılığı yaratmada fiyatın neden ve ne ölçüde önemli olduğu, hangi Fiyatlandırma yöntemlerinin geçerli olduğunu ve bunda başarılı olabilmek için nelere dikkat edilmesinin gerekliliği tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Müşteri bağlılığı, fiyat politikası, ilişkisel fiyatlandırma The importance of price policy in supplying customer retention and evaluation of applied pricing instruments ABSTRACT The most frequently cited direct instruments to improve customer retention- such as Value-added services, complaint management and customer clubs or cards- often neglect the importence of pricing options. In This Paper describes various pricing instruments which can be employed to increase customer retention. These include quantity-related pricing, time-based and loyalty-related pricing, group pricing, multi personel pricing, contracts and guarentees. The tools and recommendations for their use are illustrated with practical examples. The implementation of the described instruments requires appropriate systems to gather and process information and monitor the effectiveness of to introduced measures. These aspects are discussed at the end. Key Words : Customer retention, price politics, relationship pricing 1. Konuya Giriş ve Müşteri bağlılığı yaratma aracı olarak Fiyat Hedeflenen bir tek müşteri için bile yoğun rekabetin yaşandığı ekonomilerde tüketiciler kendilerini işletmelerin egemenliğine girmemek ve bağlanmamak için, işletmeler ise farklı biçim ve çekici uygulamalarla onları işletmelerinde devamlı müşteri olarak tutabilmek, bağımlı hale getirebilmek için yoğun çaba harcarlar(Bergmann, 1998). Günümüz tüketicisi her zaman daha iyi bir alışveriş yapmayı, daha iyi hizmeti daha düşük fiyata almayı ister. Her ne kadar alışveriş yaptıkları yerin dışında başka bir işletmeyi aramıyor görünseler bile ara sırada olsa karşılarına çıkan fırsatları faydayı en büyükleme ilkesi doğrultusunda kaçırmayı da pek istemezler. İşletmelerde müşteri bağlılığı ve sadakati yaratabilmek için son yıllarda gelişen CRM teknikleriyle örneğin müşterilerini kulüp üyesi yapma, müşteri veya mağaza kartları dağıtarak bazı öncelik ve avantajlardan yararlandırma, yüksek kaliteli ürün ek hizmet ve artı değer sunma, müşterileri belirli aralıklarla hatırlama, iletişimde sürekliliği kurma, şikayetleri memnuniyete dönüştürme gibi fiyat dışı araçlara sıkça başvurmaktadırlar(Pickel, 2000). Fiyat dışı araçların büyük rağbet görmesi ve işletmelerce o denli yaygın kullanılmasına karşılık etkinlik açısından değerlendirildiğinde pazarlamanın temel enstrümanı fiyatın önemini ve önceliğini hala koruduğunu söyleyebiliriz. Zira şirketlerin karlılığı fiyata son derece duyarlıdır ve fiyatta sadece var olan piyasalarda oluşmaktadır. Müşteri bağlılığı yaratmada fiyatın üstlendiği rolü daha iyi ortaya koyabilmek için öncelikle fiyat politikası ile hedeflenen amaçları belirtmek oldukça yararlı ve gereklidir. Fiyat politikası hedeflerini; işletme açısından,ticari açıdan ve müşteriler açısından olmak üzere üç grupta toplayabiliriz (Bruhn, 2004, s. 166). a) İşletme açısından : Sürüm ve Pazar paylarında artış, kar ve karlılıkta iyileşme, kara katkı paylarında ve yatırım geri dönüşü oranında (ROI) artış. b) Ticari açıdan : Mevcut ticari kanallarda büyüme, Pazar beklentilerinin karşılanması, dağıtım düzeyinde artış ve ürüne rafta daha fazla yer sağlama, farklı dağıtım kanallarında aynı fiyat uygulamalarını güvenceye alma. c) Müşteriler açısından : Fiyatı rakip ürünlerin fiyatları ile karşılaştırma, fiyat uygunluğunu belirleme, fiyat ile ürün kalitesini karşılaştırarak algılanan fiyat adilliğini iyileştirme, fiyat algılamasını etkileme. Diller ise fiyat politikası hedeflerini geliştirdiği hiyerarşik model sisteminde seçilmiş fiyat politikası önlemleri, belirleyici büyüklükler ve onların fiyat etkilerinin (1’den 20’ye kadar numaralandırılmış oklarla gösterilen) bir işletmenin global hedefleri (Kar, Güvenlik ve bağımsız karar verme yada ekonomik bağımsızlık) üzerinde yaratacağı olası sonuçlarını ve müşteri bağlılığı yaratmaya katkısını kapsamlı bir biçimde yansıtmaktadır (Diller, 2000). Şekil 1 de de görüleceği üzere bu model sistemine göre satış gelirlerindeki artış (1) veya maliyetlerdeki indirim (14) karı iyileştirir. Satış gelirlerindeki artış fiyatlardaki artış veya fiyatlardaki indirime bağlı olarak gelişir (3) indirim oranlarındaki yükseklik ortalama fiyatları olumsuz etkiler görünürse de dağıtım payındaki artış sonucu işletmenin Pazar payında artışa (5) ve sürüm (satışlar) üzerinde olumlu etkiye yol açar. Satış gelirlerindeki artışın nakit akışı üzerinde yapacağı olumlu etki nedeniyle işletmenin ekonomik bağımsızlığı sağlanırken, yeni yatırımlara yönelmesi de mümkün olmaktadır. Sürüm ve fiyat ilişkisini biraz daha yakından inceleyecek olursak fiyat aralığının (6) önem kazandığını kolayca söyleyebiliriz. Zira fiyat aralığı rakiplerle arasındaki fiyat farkını ve işletmenin izlediği rekabet stratejisini belirler. Fiyatın sürüm miktarı üzerindeki etkisi satış tepkisini gösterir (7) Tabi ki burada önemli olan ve dikkate alınması gereken mutlak fiyattan ziyade rakiplerle karşılaştırılabilir göreceli fiyatlardır(8). Rekabet ortamının aşırı dinamik oluşu pazarda fiyat aktörlerini çeşitli fiyat politikası etkinlik ve kampanyalarını uygulamak zorunda bırakmaktadır. Eğer fiyat ve fiyat oluşumu aşırı rekabet altında bulunuyorsa, pazarda rakiplerin ayağını kaydırmağa yönelmek ve pazar payına odaklanmak, sürüme odaklanmaktan daha önemli ve etkili olacağından işletmece tercih edilmeli, öncelikli hedef olarak görülmelidir.(9) Bu hedef birde pazara sürülecek yeni bir ürünle Pazar genişlemesi, Pazar hacmini arttırma (10) ile desteklenebilirse salt fiyat politikasına kıyasla satışlardaki artışa daha kolay ulaşılmış olacak ve kapasite kullanımı da o ölçüde artacaktır.(11). Maliyetler kısa vadede satılan ve üretilen miktarlarla ilgilidir ve fiyat tarafından belirlenir.(12) Fiyat indirimlerine giderek daha fazla satış geliri elde ederken indirimlerin yol açacağı artan maliyetler dikkate alınmalıdır. İşletmeler daha önceki üretim deneyimlerine dayanarak maliyet düşürme önlemlerini zamanında almış olmalıdır. İşletmelerin pazardaki var oluşu ve devamlılığının uzun süreliliği ancak ve ancak elde edeceği hasılatın (satış gelirleri) maliyetlerden büyük olması durumunda mümkündür (13) Fiyat, sürüm, pazar payı, maliyet ve kar arasındaki karşılıklı ilişkilerin arkasında karar verici konumundaki tüketicilerin var olduğu, onların sunulan mal ve hizmetlere karşı taşıyacakları değer yargıları, fiyat beklentileri, fiyat algıları, fiyat imajı ve kafalarında ödemeye hazır olduğu bir bedelin oluşmuş olabileceği asla göz ardı edilmemelidir. (15) ten (20) ye kadar fiyatın potansiyel ve kazanılmış müşteriler üzerinde etkisini gösterebilmesi için işletmelerce belirlenecek fiyat politika ve stratejileri müşteri odaklı olmalıdır işte ancak o zaman müşteri bağlılığından söz edebiliriz. Karın devamlılığının sağlanması, üretim ve yönetim maliyetlerinin düşmesi, rekabette üstünlük sağlanması gibi bir çok avantaja ancak sadık müşterileri olan işletmeler sahiptir. Günümüzde müşteri memnuniyeti ve müşteri bağlılığı pazardaki temel başarı faktörüdür ve her işletmenin hedefi olmalıdır. Şekil 1 : Fiyat politikası hedefleri (Kaynak Diller 2000, s. 45 ) 2. Müşteri Bağlılığı yaratmaya yönelik fiyatlandırma yöntemlerinin işletmelere sağladığı yararlar açısından değerlendirilmesi Müşteri bağlılığı yaratmayı hedefleyen fiyatlandırma yöntemleri ve eğilimlerini aşağıdaki tabloda da görüleceği gibi miktara bağlı fiyatlandırma, zaman ve müşterinin sadakat süresine bağlı fiyatlandırma, çoklu ürün fiyatlandırması, çok kişili fiyatlandırma, uzun süreli bağlayıcı sözleşme ve fiyat garantisi olmak üzere ayrımlandırabiliriz (Simon vd.2005, s.67).Bu Yöntemler tek başlarına olduğu kadar iki veya daha fazlası birlikte kombine edilerek de uygulanabilmektedir. Bu tablo ile müşterilerin hangi fiyatlandırma yöntemleri ile işletmelere bağımlı hale getirilebileceği, işletmenin sadık müşterisi olabileceği ifade edilmektedir. Tablo 1. Fiyat Politikası aracılığıyla müşteri bağlılığı yaratmada fiyatlandırma yöntemleri ve alınacak önlemler Müşteri Bağlayıcı Fiyatlandırma Yöntemleri Alınan Önlemler Miktara Bağlı Fiyatlandırma • Doğrusal olmayan fiyat oluşumu • Miktar İndirimi Zaman ve Müşterinin sadakat Süresine bağlı Fiyatlandırma • Sadakat İndirimi • Bonus Programları Çoklu Ürün Fiyatlandırması • Paket Fiyat/Fiyat Demetleme Çok Kişili Fiyatlandırma (Grup Fiyatı) • Doğrusal olmayan fiyat oluşumunun özel türü. Aynı ürünü ve hizmeti satın alan kişi sayısı arttıkça fiyatta indirim Uzun Süreli Satış ve Garanti Sözleşmeleri • Sözleşme süresince fiyatın sabit tutulması (fiyat garantisi) • İmtiyazlı (kollayıcı) fiyat Çalışmanın bundan sonraki bölümünde müşteri bağlılığı yaratmaya yönelik fiyatlandırma yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacak ve incelenecektir (Simon, 1998) 2.1. Miktara bağlı fiyatlandırma Miktara bağlı fiyatlandırmada esas olan alınan mal veya hizmetin miktarı arttıkça fiyatta bir indirime gidilmesidir. Başka bir deyişle satın alınan miktar arttıkça birim fiyatı belirli bir oranda geri çekilir. Burada miktar yerine hasılat da kullanılabilir o durumda hasılat arttıkça müşteriye belirli oranlarda indirim sağlanır. Miktar indiriminin müşteri bağlayıcılık etkisini şu basit örnekle açıklayabiliriz. A İşletmesi ürününü tanesi 10 YTL den satışa sunmaktadır. Alıcıyı heveslendirmek ve daha fazlasını satın almağa teşvik için belirli bir dönem içinde (ay, sezon veya yıl) o üründen 100 adetin üzerinde alınacak her birim için fiyatta % 5 indirim yapılmaktadır.Kısaca indirimden yararlanmak için en az 100 birim satın alınmalıdır. 200 adetten itibaren indirim oranı % 10’a çıkarılmakta, 300 adetten itibaren de indirim oranı bir önceki indirimin iki katına yani % 20’ye erişmektedir. Ödenen toplam fiyat ve miktara bağlı birim fiyatlar şekil 2 de grafiksel olarak görülmektedir. Toplam Fiyat Birim Fiyat 3650 ● ● 2850 ● 1950 ● 1000 4000 3000 2000 1000 0 100 200 300 400 Şekil 2: Artan miktar indirimlerinin etkilediği fiyat oluşumu İlk yüz birimden sonra artan indirim oranlarının etkisinde kalan müşteri giderek üreticiye (satıcıya) bağlanmaktadır. İndirim oranı % 20’lere ulaştığında üretici işletmenin müşteriye sağladığı ortalama indirim toplam miktar üzerinden sadece % 4 kadardır. Tabi ki müşteri ilk indirimden sonra hedefteki artan indirimlere ulaşabilmek için rakip işletmelere gitmeyi düşünmeyecektir. Rakip işletmelerde daha başlangıçta kendisine pahalı gelecek % 10 - % 20 indirimleri vermeğe kolay kolay yanaşmayacağından müşteri bağlılığı etkisi kendisini gösterecektir(Simon, 2005) Verilen bu örneğin yanında, doğrusal olmayan fiyat oluşumunun bir çok türüne uygulamada rastlamaktayız. Burada temel ilke artan satın alma miktarına bağlı olarak birim fiyatın düşme göstermesidir. Kullandıkça artan primler, konuştukça fiyatı düşen kartlar, satın aldıkça artan bonuslar bu yöntemin bilinen uygulamalarıdır. Perakende zincirlerinde müşteri bağlılığı yaratmak için kullanılan klasik enstrümanlardan biride yapılan alışveriş miktarına göre belirli bir puan kazanma ve kazanılan puanlarla doğrudan nakit iade veya puanlar karşılığında belirtilen hediyeleri seçip almasıdır. Böylece ihtiyacı olan veya hoşuna giden hediye ve ödülü elde edebilmek için alışverişte bulunduğu mağazaya sadık kalacak daha çok alışveriş yapmakla kalmayacak çapraz satışlarda da artışlar olacaktır. Doğrusal olmayan fiyat oluşumu, fiyat farklılaştırmasının oldukça önemli bir yöntemidir ancak beklenen müşteri bağlılığı etkisini gösterebilmesi ve optimum yararın sağlanabilmesi için eldeki bilgiler çok ayrıntılı bir şekilde analiz edilmeli, müşteri yapısı, homojenliği veya heterojenliği ve müşteri segmentlerinin ödemeğe hazır olduğu fiyat düzeyi yeterince bilinmelidir(Tacke, 1989) 2.2. Zamana ve müşterinin sadakat süresine bağlı fiyatlandırma Zamana ve sadakat süresine bağlı fiyatlandırma politikasının ağırlık noktasını, müşterinin bağlanması için mal veya hizmet sunucusunun bağlılık süresine göre müşteriye sağlanacak ayrıcalıklar özel hak ve fırsatlar oluşturmaktadır. Sadık ve işletmenin devamlı müşterisine hiç şüphesiz işletmeye çok nadir veya bir defalık gelen müşteriye oranla daha farklı bir tutum ve ilgi sergilenecek, ödeme kolaylıkları, özel indirimler ve ayırt edici imtiyazlar sağlanacaktır. Sağlanan bu ayrıcalıklar nedeniyle müşterinin sürekli alış veriş yaptığı işletmeyi değiştirmemesi teşvik edilecek, bağlılığı da o ölçüde artacak ve korunacaktır. Aşağıda verilen örneklerde müşterinin işletmedeki bağlılık süresinin fiyatlara nasıl yansıtıldığını farklı kuruluşlardaki farklı uygulamalarla açıklanmağa çalışılacaktır. Sigorta şirketlerinde artan sigortalılık süresine bağlı olarak ödenecek primlerde müşterilere hissedilir indirimler yapılarak elde tutulmaları sağlanmaktadır. Örneğin araçlarda zorunlu trafik ve kasko sigorta poliçelerinde hasarsızlık indirimi ile birlikte yıllık toplam indirim tutarları % 30 - % 40’a kadar dayanmaktadır. Telekomünikasyon sektöründe müşterilerin bağlılığını sağlayabilmek için belirli süre ve belirli hasılatın üzerinde görüşme yapanlara cazip ve çekici indirimler yapılmaktadır. Newsweek dergisine bir yıllığına abone olunduğunda derginin sayısı 0.79$’a, iki yıllık abone olunması durumunda ise sayısı 0.69$’a gelmektedir. Örneklerden de görüleceği üzere işletme ile müşteri arasındaki zamana yayılmış uzun dönemli ilişkiler gerçek bir sözleşmeye dayalı olduğundan her iki tarafa da yarar sağlamaktadır. Müşteriler bir üst müşteri grubuna terfi ettirilip, sınıf atlatılıp ıskonto ve özel indirimlerden yararlandırılırken, işletmelerde artan satışlarla maliyetleri aşağıya çekebilmektedir. Müşterilere sağlanan indirim ve ıskonto tutarlarının kaynağı da aslında müşterilerden işletmeye sürekli akan cari ödemelerden karşılanmaktadır(Online-Lehrbuch, 2004). 2.3. Çoklu ürün fiyatlandırması Çok çeşitli ürün üreten işletmeler genelde müşteri bağlılığını satışa sundukları tüm mal çeşidi üzerinden gerçekleşmesini bekler ve bunda da ısrarcı olurlar. Müşterileri farklı ürünleri almağa yöneltmek için ya özel fırsat fiyatı uygulanır ve cazip indirimler yapılır ya da belirli ürünler diğer mal çeşitleri ile birlikte bir paket fiyatı halinde (topluca) sunulur. Uygulamada oldukça sık karşılaşılan çoklu ürün fiyatlandırmasının önemli ve bilinen türleri şunlardır : Paket fiyat (Fiyat demetleme), kombine (bağlı) ve tamamlayıcı ürün fiyatları, aynı ürünü bir üst modelle yenilemeye teşvik için eski fiyatını ucuzlatma, işletmenin diğer ürün çeşitlerine talep yaratmak ve satın alınmasını sağlamak için indirimde bulunmak, yıl içinde tüm satın alınan hizmet ve ürünlerle gerçekleşen hasılat üzerinden belirli bir oranda yıl sonu primi veya ikramiyesi vermek (Sternick, 2004). 2.3.1. Paket fiyat/ Fiyat demetleme Çoklu ürün/hizmet fiyatlandırmasının yaygın kullanılan türlerinden biride paket fiyat ya da fiyat demetlemesidir. Paket fiyat uygulamalarına fast-food, turizm ve sağlık işletmeleri başta olmak üzere hizmet sektöründe çok yaygın bir şekilde yer verilmektedir.Demetlemenin geniş bir tanımını yapacak olursak “ iki ya da daha fazla ürün ve/veya hizmetin tek bir paket içinde özel bir fiyattan satışa sunulmasıdır ( Öztürk, 2006, s.70). Paket fiyat/Fiyat demetleme uygulaması aynı tesisleri, ekipmanı ve personeli kullanarak ortaya çıkan bağlı ürün ve hizmetlerde (birkaç ürün/hizmet) bağlı ürünün sabit maliyetlerini dikkate almadan doğrudan değişken maliyetler üzerinden fiyatlandırmaya gidilmesinde, ek ürün ve hizmetleri satmanın marjinal maliyeti, işletmenin toplam maliyetine göre daha düşük olacağından, yüksek karlara daha kolay erişilecektir. Her hangi bir işletmeden ürün veya hizmet satın alan müşteri aynı şirketin diğer ürün ve hizmetlerinin de potansiyel alıcısıdır. Bu nedenle müşteri ile uzun süreli ilişkiyi ve bağlılığı genişletebilmede fiyat demetlemesi veya paket fiyatlandırma oldukça etkin bir pazarlama aracıdır(Pickel, 2000). Mc Donalds ve Burger King fast-food restoranlarında çeşitli mönüler ve kombinasyonlarla paket fiyatı tüm dünyada yıllardan beri başarı ile uygulamaktadır. Mönüyü oluşturan çeşitlerin sayısını arttırarak, müşterinin daha fazla harcama yapması sağlanmaktadır. Müşteri de mönüyü oluşturan çeşitleri tek tek almakla ödeyeceği miktarın altında bir ödeme yaparak % 15 - % 20’ lere varan indirimlerle ödüllendirilmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi paket fiyat/Fiyat demetleme turizm seyahat işletmelerinde sıkça uygulanmaktadır. Düzenlenen götürü gezilerde fiyatın içinde örneğin Uçak + Otel + Kiralık araç hizmetleri bir bütün olarak yer almaktadır. Sunulan paket fiyatın hasılatı ve karlılığı arttırması için, tüketicinin tüm hizmetleri kapsayan paket’e ödediği fiyat ödemeye hazır olduğu fiyatın altında olmasına ve paket fiyatın tek tek alınacak hizmetlerin toplamından daha düşük tutulmasına, tek tek alınacak hizmetlerde de asla bir indirime gidilmemesi oldukça önemlidir. Tabi ki başarılı paket fiyat uygulaması artan karlılıkla birlikte sonuçta pazara giriş engellerinin kaldırılması, rekabette üstünlük, pazarda tek olmak ve gücünü genişletmek yanında müşteri memnuniyetinin arttırılmasını ve müşteri sadakatini beraberinde getirecektir (Öztürk, 2006, s.73) 2.3.2. Bağlı/Tamamlayıcı ürünlerde fiyatlandırma Ana ürün olarak nitelendirebileceğimiz Fotokopi makinası, Bilgisayar ve Yazıcı gibi uzun süreli kullanım mallarını (dayanıklı tüketim mallarını) satın alırken müşteri aynı zamanda kağıt, toner, film, işletim programı gibi ihtiyaç malzemelerini de (sarf malzemeleri) aynı yerden almağa istekli olduğunu bildirmesi veya satıcı tarafından yönlendirilerek alınması sağlandığı takdirde, kurulacak uzun süreli müşteri ilişkisi ve bağlılığı nedeniyle ana üründe bir fiyat ikramına/indirimine gidilir ve/veya sarf malzemeleri belirlenen süre için uygun bir fiyatla işletmeye verilir. 2.3.3. Ürünleri yenilemeye teşvik edici fiyatlandırma Piyasaya yeni versiyonları sürülen ürünlerin satışını arttırmak, aynı ürünün eski modellerini yeni modelleriyle değiştirmek isteyen eski müşterilere teşvik olarak yeni müşterilerin satın aldıkları fiyatların altında bir fiyattan sunulur. Böylece eski müşterinin işletmeye olan bağlılığı bir ölçüde uzatılmış ve müşteri sadakatinden dolayı ödüllendirilmiş olmaktadır. Bu çerçevede bazı işletmeler yeni geliştirdikleri makine ve gereçleri çok uygun fiyatlarla piyasaya sürerek yaygın kullanılmasını, buna karşılık esas karıda yedek parça ve aksesuarlardan yapmayı hedeflemiş olabilir. Özellikle Japon ve Kore otomotiv sektörleri bu fiyatlandırma yöntemini uzun bir süre uygulamıştır. İlk yatırım masrafı düşük buna karşılık servis tamir bakım ve yedek parça fiyatları yüksek tutulmuştur. Müşteriler nasıl olsa bağlı diyerek yedek parça ve aksesuar fiyatlarını aşırı yüksek tutma ve bunda da ısrarcı olmanın, durumdan memnun olmayan müşterilerin sayısını arttıracağı, sadakati olumsuz etkileyeceği ve ilk fırsatta da rakip işletmelere yöneleceği asla unutulmamalıdır. 2.3.4. Çeşit indirimi ve yıl sonu gerçekleşen toplam hasılattan prim verme Üretici ile aracı kuruluşlar arasındaki alışverişi (B2B) arttırmak amacıyla en sık başvurulan yöntemlerdendir. Böylece müşteri tüm ihtiyaçlarını aynı işletmeden karşılamak zorunda kalmaktadır. Hele üreticinin müşteriye sunduğu ürün çeşit ve kategorisi arasından biri veya ikisi rekabet üstünlüğü olan ve piyasada tutulmuş bir ürün ise beraberindeki diğer ürünlerde daha kolay satılacak dolayısıyla toplam hasılat ve toplam hasılattan hesaplanacak yıl sonu prim ve ikramiyeleri o ölçüde artacaktır. Çoklu ürün fiyatlandırması üretici firmaya olduğu kadar müşteriye de sağladığı avantajlar ile son yıllarda işletme dünyasında sözü çok edilen kazan/kazan olgusuna verilebilecek güzel bir örnektir. Müşteri sağladığı indirimlerle işletmeye uzun dönemli bağlanırken üretici işletmede potansiyel kardan daha iyi ve daha etkin bir şekilde yararlanabilmektedir (Stermick, 2004) 2.4. Çok kişili fiyatlandırma (grup fiyat uygulaması) Turizm-Seyahat, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde çok yoğun kullanılan bir fiyatlandırma yöntemidir. Birden fazla kişiye toplamda daha fazla indirimde bulunarak tüm grup üyelerini işletmeye bağlamak, işletmeye çekmek ve satış desteği elde etmek temel amaçtır. Bu stratejinin uygulanması ile hem artan hasılatlar, hem de grup olarak bağlılık etkisi daha güçlü ve kalıcı olacaktır. GSM operatörlerinin arkadaş, aile ve meslektaşlar arasındaki tarifelerin düşük tutulması veya aynı operatöre bağlı abonelerin kendi aralarında yaptığı telefon görüşmelerinin % 30’lara varan kısmının hediye edilerek ücretlendirilmemesi bir “ closed user group” oluşmasına ve edinilen deneyimlere göre daha yüksek sadakat ve müşteri bağlılığına yol açmaktadır. Hava yolu şirketleri sundukları düzenli uçuş programlarında tam bilet alan bir yolcunun refakatinde uçacak kişi veya kişilere belirli oranlardaki indirimleri sağlaması, refakatçilerin ileride tek uçması durumunda aynı hava yolu şirketini seçmesine neden olacaktır. Benzeri uygulama turizm ve otelcilik işletmelerinde de uygulanmaktadır. İlk yatak için tam fiyat ikinci yatak için yarı fiyat üçüncü yatak için daha az bir ücret alınması, ebeveynlerin yanında küçük çocuklara ücretsiz yatak ilavesi veya Club-Med ‘ler de uygulanan yurt dışı gezilerde 4 kişilik ailelere 250 Avro’luk aile indiriminin sağlanması hem seyahati teşvik etmede hem de müşteri bağlılığı yaratmada oldukça etkilidir. 2.5. Uzun süreli satış ve garanti sözleşmeleri Müşteri bağlılığı yaratmaya yönelik fiyatlandırma yöntemlerinin temel hedefi, olabildiği ölçüde müşteri ilişkilerinin sürekli ve kalıcı olmasını sağlamaktır. Bunu yukarıda açıklamağa çalıştığımız dolaylı önlemlerle ve çoklukla fiyatta ikram, indirimler ve fiyat tenzilatları ile özendirerek müşterinin kendi istek ve tercihi ile işletmeye bağlanabileceğini ayrıntılı bir şekilde gördük. Müşteri bağlılığı yaratmada alınacak doğrudan önlemlerle örneğin uzun süreli satış ve garanti sözleşmeleri, belirli bir süre için sabit fiyat garantisi, eşelmobil fiyat uygulaması (fiyat gelişiminin fiyat endekslerine bağlı olarak sabitlenmesi), müşterinin aynı ürünü bir başka yerde daha ucuza bulması ve tedarik edebileceği durumunda para iadesi, verilen üst düzey servis güvencesinden olası sapmada parasal ödemelerle denkleştirme gibi başka yollarda bulunmaktadır. Uçak üreticisi şirketler arasındaki yoğun rekabet nedeniyle Boeing işletmesi müşteri bağlılığı ve sadakati arttırmak ve bu yarışta bir adım öne geçebilmek için hava yolu şirketlerine filolarında Boeing dışında başka bir uçak bulundurmamaları, ihtiyaçlarının tümünü sadece Boeing’den karşılayacağına dair uzun süreli (20 yıllık) bir sözleşme ile bağlanmaları durumunda Boeing alıcılarına çok düşük fiyattan satın alma garantisi vermektedir. Ancak uygulanan bu stratejinin olağanüstü uzun süresi olusu ve münhasırlığı, gelecekte her iki işletmenin başına geçecek üst düzey yöneticilerin hareket alanlarını önemli ölçüde daraltacağı, yaratıcı ve yenilikçiliklerini engelleyici olması nedeniyle ve hepsinden önemlisi filoda aynı tür uçakların olmasının getireceği işletim giderlerinin ve bakım onarım harcamalarının en alt düzeyde olabileceğinden yola çıkarak bu tür sözleşmeler olmaksızın da Boeing uçaklarının tercih edilebileceği ileri sürülerek uzun süreli zorunlu bağlanma Avrupa Rekabet Kurumunca engellenmiştir. Bu engelleme sonrasında çok sayıdaki sektörde uzun süreli satış/satın alma/başka bir yerle çalışmama gibi bağlayıcı sözleşmeler yerini yaygın bir şekilde 5 yıl ile sınırlanan daha kısa süreli olanlara bırakmıştır. Gelecekteki fiyatlarda güvensizliğin azaltılması ve fiyat artışı risklerinden müşterilerin korunmasında eşelmobil fiyat uygulamalarına sıkça başvurulur. Böylece müşterinin işletmeye uzun süreli bağlılığı da sağlanmış olur. Sözleşmelerde yer alan eşelmobil fiyatların, müşteri bağlılığını olumlu etkileyebilmesi ve katkıyı yapabilmesi için seçilen göstergelerin örneğin tüketici fiyat endeksinin güvenilir ve resmi kaynaklara dayandırılması, malzeme ve ücretlerin ayrı ayrı belirlenmesi ve fiyat ayarlamasının (artan fiyatlara uyumlaştırılmasının) hangi sıklıkta (yılda kaç kez) yapılacağı açık bir şekilde belirtilmiş olmalıdır. Müşteri bağlılığı yaratmada fiyat garantilerine çok sık başvurulur ve oldukça da etkilidir. Uygulamada müşteriye belirli bir zaman süresinde (zaman aralığında) aynı fiyattan satın alma garantisi şeklinde olabileceği gibi eş değer ürünü aynı şehir ve bölgedeki bir başka yerde daha ucuza bulması, tedarik etmesi ve bunu kanıtlaması durumunda parasını geri alma veya farkı iade alma garantisi şeklinde de görülür. Ülkemizdeki perakendeci kuruluşların sıkça başvurduğu ikinci uygulama türü ile müşteriye en düşük fiyat garantisinden yararlandığı, en çok gözetilen, imtiyazlı müşteri olduğu vurgusu yapılmaktadır. Her durumda fiyat açısından kollandığını, her zaman en iyi fiyattan mal veya hizmet tedarik ettiğini bilen veya öyle olduğuna inandırılmış müşterinin, işletmesini değiştirmesi için hiçbir nedeni olmayacağından, bağlılığı alıkonulması ve sadakati o ölçüde uzun süreli olacaktır. 3.Sonuç ve değerlendirme Müşteri bağlılığı yaratmayı hedefleyen fiyatlandırma yöntemlerinden beklenilen etki ve başarının sağlanması için aşağıdaki faktörlerin yerine getirilmesine ve açıklanan yapısal özelliklerin işletmelerde bulunmasına ve yerleştirilmesine özen gösterilmelidir. İşletmede hangi fiyatlandırma yöntemi kullanılacak olursa olsun öncelikle iyi bir bilgi sistemi kurulmuş olmalıdır. Böylece her bir müşteri segmentinin fiyatı oluşturan bileşenlerin değişimine göstereceği tepki başka bir ifade ile fiyat esnekliği belirlenmiş olacak, iş şansa ve tesadüflere bırakılmayacak ve müşteriyi bağlıyacak en uygun fiyatlandırma kolayca belirlenecektir. Müşteri bağlılığını arttırmaya yönelik fiyat indirimleri her ne kadar kısa sürede sadık müşteriler üzerinde bir olumsuz etki (sabit maliyetleri karşılama payında azalma) yapar görünse de, toplamda artan talep nedeniyle dengelenir ve telafi edilebilir boyuttadır. Bu yüzden sabit maliyetleri karşılama payındaki kayıplar, daha geniş müşteri bağlılığı yarattığı ve hasılattaki artışlara yol açtığı için bir çeşit yatırım olarak kabul edilmeli ve yorumlanmalıdır. Tabi ki bu oran ile bağlayıcılık etkisi matematiksel olarak kesin açıklanabilir olmalıdır. Bu ilişkinin karşılaştırılması açıklıkla yapılabildiği sürece karar verme daha kolaylaşacaktır. Ayrıca fiyat indirimleri nedeniyle elden kaçırılan sadık müşterilerin bir süre sonra tekrar geriye döneceği olasılığı da göz ardı edilmemelidir(Sebastian, 2000). Satıcı ile Müşteri arasındaki ilişkinin uzun süreli ve güvenilirliği için fiyatlandırma kararı, pazarlama/satış, finansman, yönetim muhasebesi ve denetim birimlerince ortaklaşa alınmalı ve fiyat belirlenmelidir. Fiyatlarda indirim ve ıskonto yetkisinin dış görevlerde çalışanlara (satış elemanları, satış temsilciler vb.) göçerilmesinde çok dikkatli olunmalıdır. Özellikle satış ve dağıtım elemanlarının daha kolay satış ve satış primlerinde artışa ulaşabilmek için, müşteri bağlılığı yaratıp yaratmadığına bakılmaksızın fiyat indirimlerine gitmesi müşteri bağlılığında hissedilir olumsuzluklara yol açar. Müşteri bağlılığını esas alan fiyatlandırmalarda seçilen yöntem müşteriler tarafından kolayca anlaşılabilir, hesaplanabilir, uygulanabilir ve hukuki açıdan kabul edilebilir olmalıdır(Sebastian, 2002). Müşteri bağlılığı yaratacak fiyatlandırma yöntemlerinin maliyeti beklenilen yarar ve getirilerden karşılanmalıdır. Bu koşulun sorunsuzca yerine getirilmesi için dengeli bir fiyat sistemi kurulmalı ve sistem sürekli bir şekilde denetlenmelidir. KAYNAKÇA BERGMANN, K. (1998), Angewandtes Kundenbindungsmanagement, Frankfurt Am Main BRUHN, M. (2000), Marketing, Grundlagen für Studium und Praxis, 7. Auflage, Gabler Verlag, Wiesbaden BRUHN, M/HOMBURG,C.Hrsg (2005), Handbuch Kundenbindung, 5. Auflage,Gabler Verlag Wiesbaden DILLER, H. (2000), Preispolitik, 3.Auflage, Kohlhammer Verlag, Stutgart HELD, P. (2003), Innovative Preisstrategien als nachhaltiger Erfolgspartner, Bernet &Partner Workshop Notları Ocak 2003 Zug- Schweiz NAGLE, T./HOLDEN, R.K. (2002), Strategy and tactics of pricing, 3.Auflage, NewYork, Prentice- Hall ONLINE-Lehrbuch. (2004), www.Phil.uni.-erlangen.de/economics/ bwl/ Kapitel 1 Betriebs- Wirtscaftliches Gesamtsystem : Kundenbindungsorientierte Preispolitik ÖZTÜRK, A.S. 82006), Hizmet pazarlaması, 6.Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa PICKEL, A. (2000), Relationship Pricing im System des Customer Linking Management als Instrument der Kundenbindung, Seminar Arbeit bei Prof.Dr.Tilo Beyer, Sommer Seminar Uni-Erlangen SEBASTIAN, K/ MAESSEN, A. (2002), Preis- und Preisnachlasskonzepte, DBW- Die Betriebswirtschaft, S. 547-553 SEBASTIAN, K/ KOLVENBACH, C. (2000), Wie Sie mit inteligenten Konzepten der Preishölle Entkommen, in: Absatzwirtschaft 2000 SIMON, H./TACKE, G./BUCHWALD, G. (2005), Kundenbindung durch Preispolitik, Handbuch Kundenbindung, 5.Auflage Gabler Verlag, Wiesbaden SIMON, H./TACKE, G./WOSCIDLO, B. (1998), Mit einfallsreicher Preispolitik die Kunden binden, İn : Harvard Business Manager STERMICK, C. (2004), Rabatte und Zugaben – wie aus Rabattjaegern treue Kunden werden, Management Center Handwerk, Verlaganstallt Handwerk